Lübnan direnişi bugün içeriden ve dışarıdan birçok komploya maruz kalmaktadır.

Siyonist İsrail rejiminin 2006 yazında Lübnan aleyhinde başlattığı saldırıya karşı direniş gösteren Hizbullah’ın milli ve izzetli duruşu o günlerde 33 gün savaşı olarak tarihe geçerken, Lübnan direnişi bugün içeriden ve dışarıdan birçok komploya maruz kalmaktadır.

Lübnan İçerisinde Direnişin Maruz Kaldığı İthamlar

Lübnan’da bazı gruplar direnişin ülkenin kaderini maceraperestliğe teslim ettiğini iddia ederek direnişin düşman karşısında ortaya koyduğu duruşu küçük görmekteydi. Buna karın direniş cephesi Lübnan’ın haysiyet ve şerefini koruyarak Siyonist İsrail rejimi ile savaşmış ve rejimi hedef almıştır.

İsrail Rejiminin Sivil Kafilelere Kimyasal Saldırısı

33 gün savaşında İsrail savaş uçakları el Ramliye kasabasını terk etmekte olan sivilleri kimyasal silah kullanarak hedef almış ve saldırıda 12 sivil şehit olmuştu.

Aynı gün içerisinde işgalci İsrail rejimi el Cumhur bölgesinde yer alan askeri karargahı hedef almış ve aralarında 4 Lübnanlı komutanında olduğu 11 asker şehit olurken onlarca sivil ve askerde yaralanmıştı.

İsrail Rejiminin Lübnan’ı Hedef Alan Siyaseti ve Saldırıları Devam Etti

İşgalci Siyonist rejim Lübnan’ın alt yapısını hedef alan saldırılarına aynı şekilde devam ederken İsrail savaş uçakları Uluslararası Beyrut havaalanını hedef almış ve tüm yakıt depolarını yok etmişti. Bununla birlikte işgalci rejim savaş gemileri ile Beyrut sahilini hedef almış ve el Şukat bölgesinde bulunan süt fabrikası ile odun fabrikalarına saldırmıştı.

Savaşın 6. gününde İsrail rejimi Tenayil kasabasında bulunan gaz istasyonunu da saldırılarının hedefi olarak seçmişti.

Tüm bunlar yaşanırken dönemin Lübnan eski geçici Cumhurbaşkanı ve Başbakanı Fuad Sinyora Lübnan direnişini macera peşinde olmak ile suçlamış ve Lübnan’da yaşanan kötü durumdan direnişi sorumlu tutan açıklamalar yapmıştı.

Sinyora’nın Direniş Aleyhinde Araplara Gönderdiği Mesaj

Lübnan direnişini ortaya koyduğu mücadele ile halkının ve topraklarının izzet ve şerefini korumaya çalışırken dönemin Lübnan Cumhurbaşkanı Sinyora, Arap padişahlarına ve İslam ülkelerine gönderdiği mesajda direnişi zayıflatmalarını ve önünü almalarını istemekteydi.

Sinyora Lübnan’da yaşananları kendi penceresinden bölge padişahlarına ve krallarına aktarırken İsrail rejiminin tecavüzü hakkında; “İsrail’in Lübnan işgali bizi 50 yıl geriye götürdü” ifadelerini kullandı.

Saad Hariri’in Direniş Aleyhindeki İthamları: Sorumsuzca Macera Peşinde Koşmak

Lübnan Parlamento Temsilcisi Saad Hariri Suudi Arabistan gazetesine yaptığı bir açıklamada direnişi macera peşinde olmakla suçlamış ve “onların sorumsuzca macera arayışları yüzünden Lübnan kötü ve zor bir vaziyet içerisindedir. Lübnan’ın bu hale gelmesinden sorumlu olanların gerekli cezayı çekmesini istiyorum” açıklamasını yaptı.

Direnişin İsrail’in İşgaline Tepkisi

Lübnan İslami Direnişi İsrail’in Lübnan’ı işgaline karşı tüm kendisi aleyhindeki her türlü itham ve iftirayı görmezden gelerek Lübnan’ı şerefli bir şekilde savunmaya devam ederken direniş işgalci rejimin şehir ve kasabalarını “Raad 2” ve “Raad 3” füzeleri ile hedef almaya başlamıştı. İsrail rejiminin kuzeyde yer alan komutanlık merkezini, hava üssünü ve Hifa kasabasını füze saldırıları ile hedef alan Lübnan direnişi aynı zamanda Aka ve Kermeil kentlerini hedef almayı başarmıştı.

Maalesef Lübnan içerisinde Yahudi hahamlar meclisi Lübnan’da ve Gazze’de sivillerin öldürülmesini isteyen bir kanun çıkartarak “Tevrat’a göre savaş sırasında çocuklar ve kadınlarda öldürülebilir” fetvasını yayımladılar.

Lübnan Savaşına Son Verilmesinde BM Etkisiz Kaldı

BM Lübnan’da yaşananları araştırmak ve bölgede güvenliği sağlamak için bir araya gelse de Amerika’nın Lübnan makamlarına Hizbullah’ın silahsızlanması yönünde yaptığı baskı nedeniyle BM, Lübnan’da savaşa son verebilecek herhangi bir antlaşmaya varamadı.

Amerika’nın BM temsilcisi John R. Bolton yaptığı açıklamada “İsrail’in kendisini savunması en doğal hakkıdır. Ateşkesi sağlamadan önce savaşa neden olan deliller iyice araştırılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Bununla birlikte dönemin İsrail Başbakanı Ehud Olmert Lübnan makamları ile işbirliği yapmaya umutlu baktığını ve “şer cephesi” ne karşı ortak hareket edebileceklerini ifade ederek ateşkes için üç şartlarının olduğunu belirti.

İki esir İsrail askerinin özgürlüğü

Lübnan ordusunun güneyden çekilmesi

1559 sayılı kanunun icrası ve Hizbullah’ın silahsızlandırılması

Tesnim Haber Ajansı

0
Would love your thoughts, please comment.x