22 Haziran tarihindeki Herzilya Konferensı’nda konuşan İsrail askeri istihbarat şefi Tümgeneral Herzi Halevi, Arap medyasında çıkan ve İran Devrim Muhafızları’nın Lübnan’da gelişmiş füzelere odaklanan bağımsız bir silah sanayi kurmak için çalıştığını öne süren haberleri, temel olarak doğruladı.

Nadav Pollak

War On The Rocks

Son haftalarda İsrail ve Hizbullah, sıcak yaz aylarında alevlenme eğiliminde olan eski bir geleneği sürdürdü: bir sonraki savaşta karşı tarafa ne yapacaklarına dair karşılıklı sert sözler ve tehditler sarf etme. Bunlar boş sözler değil. Her iki taraf da diğerine muazzam hasar verebilecek durumda… Yakın zamanda gerçekleşen bir gelişme, harareti daha da arttırabilir.

22 Haziran tarihindeki Herzilya Konferensı’nda konuşan İsrail askeri istihbarat şefi Tümgeneral Herzi Halevi, Arap medyasında çıkan ve İran Devrim Muhafızları’nın Lübnan’da gelişmiş füzelere odaklanan bağımsız bir silah sanayi kurmak için çalıştığını öne süren haberleri, temel olarak doğruladı. Bu endişe verici gelişmenin son haftalarda İsrail ordusunun ve kabinesinin odak noktası haline geldiği, bazılarının İsrail’in Lübnan’da bir savaşın kıvılcımını çakabilecek önleyici bir saldırı düzenlemesini gerektirecek bir noktaya gelinip gelinmeyeceğini merak ettiği aktarılıyor.

İran’ın eğilimindeki değişimin sebebi ne?

Son yıllarda İsrail, Hizbullah’a giden çok sayıda silah sevkiyatını vurdu. Bu gelişmiş silah sevkiyatının gemisavar füzeleri, karadan havaya füzeleri ve karadan karaya balistik füzeleri içerdiği söyleniyor. Bu füzelerden bazıları hassas ve İsrail’de bulunan, askeri üsler ve önemli sivil altyapı unsurları gibi stratejik alanları vurabilir. İsrail başbakanı ve savunma bakanı, Hizbullah’ın elinde bu kapasitelerin bulunmasının kırmızıçizgi olduğunu defalarca söyledi ve İsrail’in militan gruba gelişmiş silah akışını engellemek için eyleme geçeceğinin altını çizdi. Bazı tahminlere göre İsrail bu gelişmiş silah sevkiyatlarının yüzde 60’ını imha edebildi. Bu bir kutlama sebebi olabilirdi, fakat göründüğü kadarıyla bu hava saldırıları İran’ın düşüncesinde bir şeyleri değiştirdi.

İsrail medyası bu hafta, İran Devrim Muhafızları’nın, İsrail’in yasaklama operasyonlarını işe yaramaz hale getirecek olması sebebiyle, Hizbullah kontrolünde bir gelişmiş silah sanayi üssü için çabaladığını bildirdi. Tahran muhtemelen İsrail’in, doğrudan bir saldırının savaşa yol açabilecek olması nedeniyle Lübnan’da Hizbullah’ı vurmaktan kaçınacağını umuyor. Bu haliyle, üretim hattı müşteriye ne kadar yakınsa o kadar iyi.

İran’ın hesabının belli bir değeri var. İsrail ve Hizbullah, telaffuz edilmeyen bir anlaşmaya varmış gibi görünüyor: İsrail Lübnan topraklarında Hizbullah’a saldırmadığı ve saldırıları Hizbullah’ta can kaybıyla sonuçlanmadığı müddetçe örgüt genellikle misilleme yapmamayı tercih ediyor. İsrail’in önde gelen ulusal güvenlik gazetecilerinden biri olan Amos Harel’in belirttiği gibi son yıllarda İsrail Lübnan içindeki silah sevkiyatlarını yalnızca bir kez vurdu ve sonrasında Hizbullah, Golan’daki farklı vekil güçlerini kullanarak misilleme yapmaya çalıştı.

İran için, İsrail Hava Kuvvetleri’nin menzilinden uzak durmanın ötesinde, üretimi Lübnan’a doğru kaydırmanın başka muhtemel sebepleri de var. İran bu şekilde bu füzelerin İran’dan Suriye’ye, oradan da Lübnan’a sevk edilmesinin lojistik zorluklarından ve maliyetlerinden kurtulacaktır. Ve eğer her şey işlerse Hizbullah muhtemelen daha büyük ve daha gelişkin bir füze cephaneliğini kontrolü altında bulunduracak, bu şekilde İsrail karşısındaki caydırıcılığını güçlendirecektir. Dahası İran, sadece Hizbullah’a değil, aynı zamanda bölgedeki ve bölgenin ötesindeki başka vekil güçlere de yeni bir silah üretim ve dağıtım merkezi sağlayabilecektir.

İsrail’in hesabı değişecek mi?

Geçen ay İsrail, Avrupa ülkeleri üzerinden İran’ı bu plan hakkında ikaz etti, bu ise bu “fabrikaların” henüz kurulmuş ve çalışıyor olmadığına işaret ediyor olabilir ve kapasitelerinin ne kadar olacağı, Hizbullah’ın askeri cephaneliğini nitelik ve nicelik açısından ne ölçüde geliştireceği de açık değildir. Hizbullah’ın şimdiden 150 binden fazla roket ve füzeye sahip olduğu tahmin ediliyor. Şu halde eğer İsrail şimdiye kadar savaşa girmediyse neden bu gelişme farklı olsun?

Temel farklılık, Hizbullah’ın, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun bu gelişmiş füzelere verdiği isimle kendi “denge bozucu” silahlarını üretebilir olmasıyla ilgili. Eğer Hizbullah ağır taşıma kapasitesine ve gelişkin güdüm sistemlerine sahip füzeler üretebilirse, bu İsrail için ciddi bir sorun yaratır. Hizbullah, İsrail’deki her hedefi vurabilecek ve önemli hasarlar verdirebilecek füzeler cephaneliğini büyütebilir. Evet, İsrail gelişmiş füze savunma sistemlerine sahip, fakat eğer Hizbullah bu gelişmiş füzelerden yüzlercesine sahip olursa, bazılarının hedefini vuracağı kesindir. Dolayısıyla bu bir ikilemdir: Eğer İsrail Hizbullah’la bir savaşın kaçınılmaz olduğuna inanıyorsa, Hizbullah bir İran vekil gücü olduğuna ve İran rejimi de İsrail’i yok etmek istediğini söylemeye devam ettiğine göre, Hizbullah daha da güçlü hale gelmeden şimdi eyleme geçmek anlamlı değil midir?

Bunun basit bir yanıtı yok. İsrail hemen hemen her zaman daha geniş bir çatışmadan, yani İsrail ekonomisine zarar verecek ve nüfusa ciddi bir yük olacak, haftalarca süren bir savaştan kaçınmayı tercih eder. Bu elbette kuzey cephesi için de geçerli, zira Hizbullah’ın askeri kapasiteleri İsrail’in öteki düşmanlarından, adlı adınca Hamas’tan çok daha gelişkin durumda ve bunun İsrail’e maliyeti büyük olacaktır. Bu nedenle bütün İsrail başbakanları Lübnan’a saldırmadan önce uzun ve iyi düşünecektir – özellikle de İsrail kamuoyunun yıkıcı bir savaşın neden gerekli olduğuna dair bir izahat isteyeceğini bildiği için. Ancak her durumda, bazıları bir seferlik bir saldırının savaşla sonuçlanmayacağını ve yönetilebilir olabileceğini düşünebilir. 10 yıl önce bazı İsrail güvenlik analistlerine İsrail’in Suriye topraklarına giden bir silah sevkiyatına saldırması halinde ne olacağını sorsaydınız, muhtemelen bazıları “savaş” diye cevap verirdi, fakat bugün bu, bir derece düzenli olarak gerçekleşiyor. Hizbullah kısa vadede Suriye’yle meşgul ve muhtemelen de öyle olmaya devam edecek; bunun anlamı ise İsrail’e karşı büyük bir operasyondan kaçınmayı tercih edebileceğidir. Şu halde belki kısa vadede İsrail’in bir askeri saldırı düzenlemesi anlam taşır.

Kilit önemdeki İsrailli yetkililer ne diyor? Savunma Bakanı Lieberman, hükümetin füze fabrikalarından “tamamen haberdar” olduğunu ve “ne yapılması gerektiğini” anladığını söyledi. Fakat arkasından “Bu mesele hakkında histeriye de, coşkuya da lüzum yoktur” diye ekledi. “İsrail Devleti kuzeyde de, güneyde de askeri bir adım başlatmaya ilgi göstermiyor” diye devam ederek, Lübnan’da önleyici bir saldırının masada olmadığına işaret etti. İsrail Genelkurmay Başkanı Korgeneral Gadi Eisenkot, 5 Temmuz günü “İsrail’in Hizbullah karşısındaki önceliğinin Şii grubun füze ve roketlerinin isabetliliğini arttırmasını engellemek olduğunu” söyledi, ancak İsraillilerin “meselelere perspektif dahilinde bakması ve panik yapmaması” gerektiğini de ekledi.

İran’ın Lübnan’da bu silah fabrikalarını kurma yönündeki süregiden çabaları, İsrail-Lübnan cephesinde gerilimleri arttıracaktır. Şu an için, bu plan yalnızca başlangıç safhasında görüldüğünden ve her iki tarafta da halen sakin kafalar hakim gibi göründüğü için, bir tırmanış senaryosundan uzak durmak üzere diplomatik davranmak için hâlâ zaman var.

www.medyasafak.net

0
Would love your thoughts, please comment.x