Şeyh Ahmed Yasin’in Gazze’ye Dönmesinden Sonra Kendisiyle Telefonla Yapılan Bir Röportajın Tercümesi:

Bugünkü durum ve gelecekte neler olabileceğine dair görüş ve değerlendirmelerinizi genel olarak arz eder misiniz?

Âlemlerin Rabbi Allah’a hamdolsun. Efendimiz Muhammed’e, onun âline, ashabına ve kıyamet gününe kadar onun çağrısını sürdürenlere salât ve selam olsun. Bundan sonra:

Değerli kardeşlerim! Dünyanın değişik yerlerindeki mü’min ve mücahit gençler! Biz bugün İslami hareketin merhalelerinden bir merhale üzereyiz. Bu merhale gelişme ve yükselme merhalesidir. Yüce Allah’ın izniyle zafer noktalarına doğru ilerleme merhalesidir. Biz bugün vatanımızda ümmetimiz ve toplumumuz açısından ana tabanı oluşturmaktayız. Allah’ın izniyle, er ya da geç zafer bizim olacaktır. Dünyada çeşitli devletler bulunuyor. Güçlü her zaman güçlü olarak, zayıf da her zaman zayıf olarak kalacak değildir. Yarın inşallah güçlüler biz olacağız. Vatanımızın ve topraklarımızın bütün parçalarını kurtaracağız. Onurla ve zaferle oraya döneceğiz. Böylece orada Allah’ın sözü yüceltilecek, Allah’ın kelamı en yüce kelam olarak haykırılırken, inkâr edenlerin kelamları en aşağı dereceye düşecektir.

Gelecek konusuna gelince: Burada özerk yönetimle ve toplumla ilişkimiz devam edecektir. Biz tek bir halkız. Tek bir toplumuz ve öyle kalacağız. Düşmanların Filistin’deki ulusal birliği bozmayı amaçlayan oyunlarını pratiğe geçirmelerine fırsat vermeyeceğiz. Karşılığı ne olursa olsun Filistinlilerin birbirlerinin kanlarını akıtmalarına asla fırsat vermeyeceğiz. Bu konuda Yüce Allah’ın şu sözünde ifadesini bulan prensibi vurguluyoruz: “Sen beni öldürmek için elini bana uzatırsan ben seni öldürmek için elimi sana uzatmam. Ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.” (Maide, 5/28)

Bazı yayın organları, sizin vatan toprağına döndükten sonra, işgal yönetimiyle bazı şartlarla ateşkes sağlanabileceği yolunda açıklamalarda bulunduğunuzu ileri sürdüler. Bunun yanı sıra yahudilerin dinci partilerinden birinin sizinle görüşmesi üzere Gazze’ye bir temsilci gönderdiği iddia edildi. Bütün bu söylentilerin ve haberlerin doğruluk derecesi nedir?

Öncelikle ben yahudilere herhangi bir ateşkes önerisinde bulunmadım. Onlar bölgede kendilerini güvence ve istikrar içinde görmek istiyorlar. Eğer güvencede olmak istiyorlarsa bunu elde edebilirler. Ama bazı şartlarla: Batı Yaka ve Gazze bölgesinden tamamen çekilecekler, Kudüs’ümüzü bize bütünüyle teslim edecekler, işgal altındaki topraklarda bulunan yahudi yerleşim merkezleri tamamen kaldırılacak, tutuklu Filistinlilerin tamamı serbest bırakılacak, bizim kurtarılmış bölgelerimizde Filistin devletimizi kuracağız, o toprakların üstündekiler de altındakiler de bize ait olacak, oralarda yönetim hakkı tamamıyla bize ait olacak, yahudiler hiçbir şekilde karışmayacaklar. Eğer İsrail bütün bu şartları yerine getirirse biz de, silahlı mücadelemizi belli bir süre durdururuz. Çünkü İslam, belirli bir süre ateşkese gidilmesini engellememektedir. Bunun için biz İslam nizamına göre hareket ederiz. Onlar bunu yaparlarsa, biz de dediğimizi yaparız. Ama biz ahdimize ve dinimizin esaslarına bağlı kalırız.

Yahudilerle görüşme, yahut herhangi bir yahudi dindarla bir araya gelme konusundaki söylentiler hakkında da şunu söylemek isterim: Bizim İsrail ile görüşme türünde hiçbir ilişkimiz söz konusu değildir. Ne gizli ne de açık! Bizim görüşmemiz sadece özerk yönetimle olabilir. Onlarla görüşürüz. Biz bir şey istediğimizde bunu özerk yönetim yetkilileriyle görüşürüz. Diyalog olacaksa onunla olur. Biz burada iki ayrı yönetimin olmasından yana değiliz. Biz İsrail’le herhangi bir diyaloga girmekten yana değiliz. Eğer herhangi bir diyalog ve görüşme olacaksa bu özerk yönetimle onların arasında olur.

Sizin Gazze’ye dönmenizden sonra Dr. Mahmud Zehhar, sizin özerk yönetimin yetkisine karşı bir tavrınızın olmadığına ve Yasir Arafat’ı Filistin halkının lideri olarak tanıdığınıza dair açıklamalarda bulundu. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Biz vatan toprağının sadece küçük bir parçası üzerinde bulunuyoruz. Oranın başında da kardeşimiz Ebu Ammar (Yasir Arafat) var. Dünyanın herhangi bir yerinde birbiriyle iç içe girmiş, sürtüşme halinde iki ayrı yönetimin olması mümkün değildir. Bugün bu yönetimi tanıyor ve kabul ediyoruz. Yarın devletimiz olacak. Burada iki ayrı yönetim olamaz. Ancak bir yönetim olur. Ebu Ammar inşallah bu devletin başkanı olacak. Biz ne koltuk, ne mal, ne mevki istiyoruz. Biz mücahitleriz. Haklarımızı geri istiyoruz. Yönetim yine özerk yönetimin elinde kalsın. Biz ona bakmıyor ve ona rağbet etmiyoruz.

Gazze’ye döndükten sonra HAMAS’ın konumu hakkındaki kanaatiniz nedir?

Bizim HAMAS olarak hedefimiz toprağımızı kurtarmak ve hakkımızı geri almaktır. Bu sürekli, sabit ve değişmeyecek bir hedeftir. Bu hedef er veya geç gerçekleşecektir. Bu hedef Filistin davasına hizmet etmektedir. Biz Filistin halkının birliği, arasına herhangi bir ihtilafın, uzlaşmazlığın girmemesi, iç savaş çıkmaması için çalışacağız. İşte bu Filistin davasına hizmet edecektir. Hedef tektir.

Biz isteklerimizi gerçekleştirmede ve İsrail işgal rejiminin gasp ettiği meşru hakkımızı geri almada özerk yönetime destek oluruz. Bu gerçekleştiğinde herhangi bir çarpışma ve direniş olmaz.

Özerk yönetime yapılan baskı neticesinde Gazze ve Batı Yaka’da çok sayıda hayır kurumu kapatıldı. Filistin dışında yaşayan çok sayıda Filistinli kendi vatanlarındaki hayır kurumlarına yardımlarını yeniden başlatabilmek için bu kurumların faaliyetine izin verilmesini bekliyorlar. Bu konudaki tavrınız ne olacak?

Biz inşallah bu kurumların ayakta tutulması ve kapatılmaması için özerk yönetimle görüşeceğiz. Çünkü bu kurumların kanuna aykırı bir çalışmaları olmadığı gibi siyasi ve askeri faaliyetlere de girmemişlerdir. Biz özerk yönetimden bu kurumların kapatılmamasını isteyeceğiz. İsrail daha güçlü olmasına ve daha geniş imkânlara sahip olmasına rağmen bu kurumları kapatmaya kapatsa bile uzun süre kapalı tutmaya güç yetiremedi. Ama şimdi kendisinin başaramadığını özerk yönetimden istiyor. İnşallah görüşmeler sonunda bu konu çözüme kavuşacak ve Filistin halkının maslahatı açısından hayırlı olan sonuca ulaşılacaktır.

Herhangi bir seçim olması durumunda siz aday olmayı düşünür müsünüz? Veya özerk yönetim size bir bakanlık görevi teklif etse kabul eder misiniz? Bir de belediye seçimleri yapılması durumunda HAMAS bu seçimlere katılacak mı?

Ahmed Yasin herhangi bir dünyalık peşinde değildir. Ahmed Yasin herhangi bir mevki elde etme arzusu taşımıyor. Ben kendimi herhangi bir makam için aday göstermeyeceğim. Ben özerk yönetimle kavgalı da değilim, bu yönetimi ele geçirme çabasında da değilim. Ben Allah katında kabul edilmiş kullardan olmak suretiyle Allah’ın rızasını kazanmak istiyorum. Bu itibarla birinci olarak: Ben ne bir mevki için ne de seçimler için aday olmayı düşünüyorum. İkinci olarak: Özerk yönetim herhangi bir mevkiyi teklif ederse kabul etmeyeceğim. Çünkü ben herhangi bir koltuk veya mevki peşinde değilim. Üçüncü olarak: Belediye seçimleri konusuyla ilgili olarak, benim zindanda olduğum sırada HAMAS belediye seçimlerine katılmak istediği yönünde açıklama yapmıştı. Benim buna herhangi bir itirazım yok. İnşallah eğer gerçekleşirse İslami hareket bu seçimlere katılacak.

Son olarak dünya Müslümanlarına bir mesajınız var mı?

Benim bütün Müslüman gençlere nasihatim en başta İslam ahlakıyla ahlaklanmalarıdır. Doğruluk, güvenilirlik, ahde vefa, sevgi, kararlılık, çalışma ve üründe ihlas, Müslümanlarla yardımlaşmak ve onların dertleriyle dertlenmek de İslam ahlakının gereklerindendir. Allah yolunda cihad ve Allahu Teala’nın kelamının en yüce olması için başkalarıyla yardımlaşmak da İslam ahlakının gereklerinden biridir. Müslümanlara da ilme önem vermelerini tavsiye ediyorum. İlim gelecekte bizim düşmanımıza karşı zafer elde etmekte kullanacağımız silahımız olacak. Cehaletle zafer elde edemeyiz. Dini, dünyayı ve ahireti kuşatacak bir ilimle ancak zafer elde edebiliriz.

vahdet.info

0
Would love your thoughts, please comment.x