Bugün hicri kameri takvimle 18 Zilhicce 1441, İslam aleminin büyük bayramlarından Gadir-i Hum’dur. Tüm islam alemine mübarek olsun.

İslami rivayetlere göre Gadir Hum Bayramı “en büyük bayram” olarak tabir edilmiştir, zira tüm ilahi elçilerin çalışmalarının sonucu, böyle bir günde sonuçlanmıştır.

Gadir-i Hum olayı

Hicretin onuncu yılında, Zilhiccet-il Haram ayının on sekizinde Resulullah (s.a.a) vedâ haccından dönerken Gadir-i Hum bölgesinde, Cuhfe ismindeki bir menzilde, Medine, Mısır ve Şam (Suriye) yollarının ayrımında,Cebrail inerek şöyle dedi: “Ey Muhammed! Yüce Allah sana selam göndererek şöyle buyurmaktadır: Ey Elçi, Rabbin tarafından sana indirilen mesajı tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, O’nun elçisi olma görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. (Maide S.A.66)  

Hz. Resul-ü Kibriya Efendimiz (s.a.a) öğlen namazını kıldıktan sonra “Gadir Hutbesi” diye meşhur olan bir hutbe okudu. Hutbede şunlara değindi: “Hamd ve övgüler Allah’a mahsustur. Rahatlık ve sıkıntı halinde, şiddet ve rahatlık halinde, zorluk ve huzur halinde O’na şükrediyorum. Meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ediyorum. O’nun emrini dinliyor ve sadece O’na itaat ediyorum… Her şeyden haberdar olan yüce Allah yakında (O’na doğru) davet edileceğimi ve benim de (O’nun davetine) icabet edeceğimi bildirdi… Ben sizden önce (Kevser) havuzunun başında hazır olacağım ve sizler orada benim yanımda hazır olduğunuzda, “Sıgl-ı Ekber” (daha büyük değerli) olan Allah’ın kitabı ve “Sıgl-ı Asgar” (daha küçük değerli) olan İtretim/Ehlibeytime nasıl davrandığınıza bakınız… diyeceğim.”

 

Sonra Hz. Resulullah (s.a.a) insanların görmesi için Hz. Ali’nin (a.s) elini havaya kaldırarak, şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Ben sizlere sizlerden daha çok velayet (ve yönetici) hakkına sahip değil miyim?” İnsanlar hep birden şöyle dediler: “Evet ey Allah’ın Resulü!” Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Allah benim mevlamdır ve ben de müminlerin mevlasıyım. Ben onlara kendi nefislerinden daha öncelikli kimseyim.” Daha sonra da emin olmak ve yanlıştan kaçınmak için şu cümleyi üç defa tekrarladı: “Ben kimin mevlasıysam, bu Ali de onun mevlasıdır.” Hz. Peygamber (s.a.a) daha sonra şöyle dua etti: “Allah’ım! Ali’nin velayetini kabul eden ve onu seven kişiyi sen de sev. Ali’ye düşmanlık eden kimseye sen de düşmanlık et. Allah’ım! Ali’nin yardımcılarına yardım et. Ali’nin düşmanlarını hor ve hakir kıl ve Ali’yi hakkın merkezi kıl.” Daha sonra oradakilere: “Bu mesajı burada olmayanlara ulaştırın” diye buyurdu.
Henüz kalabalık dağılmamışken Cebrail (a.s) yeniden nazil oldu ve Allah tarafından Maide suresinin üçüncü ayetini nazil etti. Bu ayete “İkmal Ayeti” denir. Ayetin bir yerinde şöyle geçmektedir:
“Bugün, sizin için dininizi kemale erdirdim; üzerinize olan nimetimi tamamladım ve din olarak sizin için İslam’ı beğendim.”