Radikal Şiiler ile Tekfirci Sünniler bu dönemde İslam toplumunun belasıdır ve bu derdin devası, herkesin akılcılığa ve mezhebi hoşgörüye geri dönmesidir.
İmamların doğum ve şehadet günleri, Ehl-i Beyt mektebinde İmam Sadık (as)’dan en çok hadisin nakledilmesi ya da çoğunluğu Şii olmayan 4 bine yakın öğrencinin yetiştirilmesi ve yine İmam’ın öğretilerinin ışığında, kimyanın babası olarak Cabir Bin Hayyam’ın yetiştirilmesi gibi konuları ve İmamların yüce kişiliklerinin boyutlarını yeniden tanımak için bir fırsattır.
İmam Sadık’ın (as) ilmi ve ameli hayatında iki nokta daha fazla göze çarpmaktadır: İmam Sadık (as)’ın açıklamalarda ve öğretilerde yüzeysellik, zahircilik ve bağnazlığa karşı dini hikmet ve akılcılık vurgusunda bulunması, Caferi mektebinde akıl; hak ve batılın, hayır ve şerrin ve deruni peygamberin teşhisi sayılmaktadır.
Diğer mezhepteki Müslümanlara kişisel ahlak, haysiyet, ihtiyacı olanlara yardım etme ve aynı zamanda ilmi ve sosyal ilişkiler gibi konularda hoşgörülü davranmak.
İmam (as)’ın esas aldığı temel, İslam ve Müslümanların onurunu ve haysiyetini korumaktı ve bu haysiyeti ve onuru asla mezhepsel konuların kurbanı etmedi. İmam Sadık (as) hiçbir zaman diğer mezhepteki Müslümanların kutsallarına, Ehl-i Beyt’e (as) sevgi ve muhabbet bahanesiyle hakaret edilmesine izin vermedi.
Radikal Şiiler ve Tekfirci Sünniler bu dönemde İslam toplumunun belasıdır ve bu derdin devası, herkesin akılcılığa ve mezhebi hoşgörüye geri dönmesidir.
İmam Sadık (as) Şia’sı ve Peygamber’in (saa) dinine gönül vermiş Sünniler, her ikisi de Kur’an’ın takipçisi ve vahdet ehlidir.
Bu iman ehli iki kuvvetli saf karşısında iki yeni Müslüman grup ortaya çıkmıştır. Bu gruplar; İngiliz Şiiliği ve Amerikan Sünniliğidir!
Bu iki grupta bağnaz, radikal ve kendi muhaliflerini tekfir eden gruplardır. İngiliz Şiiliği liderleri ve Amerikan Sünniliğinin fakihleri, uzmanları ve aydın bir ilmi geçmişi yoktur.
Hem İngiliz Şiiliği hem de Amerikan Sünniliği, Şii ve Sünni toplumu arasındaki radikal ve azınlık bir gruptur.
Bu iki radikal grupta vahdet düşmanı ve mezhepler arası yakınlığa karşıdır.
İki gruba da müstekbir güçler tarafından medya, basın, siyasi ve teçhizat desteği sağlanmakta ve bu gruplar müstekbir güçler tarafından yönlendirilmektedir.
Bu iki radikal grupta İslam dünyasının temel düşmanları olan Amerika ve Siyonizm karşısında sessiz kalmakta ve ödün vermektedir. İngiliz Şiiliği ve Amerikan Müslümanlığı, her ikisi de tehdit ehli ve tekfircidir. İkisinin İslam’ı da gerici kuru ritüellerden oluşmaktadır. İki grupta akılcılığa karşı, zahirci ve mantıksızdır. İngiliz Şiiliği, İngiliz casusluk servisi MI6 ile ve Amerika Sünniliği de Amerika casusluk servisi CIA ile bağlantılıdır.
Her iki grup ta İslam Dünyasındaki direniş, onur ve uyanış hareketi yani İran İslam Cumhuriyetine karşıdır ve mücadele etmektedir.
İngiliz Şiiliği hatta Şiilere yapılan zulümler karşısında bile sessiz kalmaktadır ve Amerikan Sünniliği de insanlık düşmanı İsrail ile dostluk kurmaktadır ve Filistin, Suriye ve Irak’ın Sünni halkını saldırı ve komplo altında bırakmaktadır.
İngiliz Şiiliğinin politikası, ilmi kurumlara, mezhebi heyetlere ve Şiilerin meclisine nüfuz etmektir. Aynı Amerikan Sünniliğinin mağdur görünerek ve Selefe dönme sloganıyla Ehl-i Sünnet’in azimli gençlerini kandırmaya çalıştığı gibi.
İngiliz Şiiliği, Şii bilim adamlarına hakaret etmektedir ve Amerikan Sünniliği de vahdeti destekleyen Ehl-i Sünnet âlimlerini tehdit etmekte ve aşağılamaktadır.
Radikal Şiilik ve tekfirci Sünnilik zamanımızda İslam toplumunun belasıdır ve bu derdin devası herkesin akılcılığa ve mezhepsel hoşgörüye geri dönmesidir.
Müstekbirlerin oluşturduğu bu radikal hareketlerle mücadele etmenin en iyi ve en ucuz yolu, kamuoyunu aydınlatmak, halkı bilinçlendirmek, akıllıca direnmek, mezhep âlimleri arasında birlik oluşturmak, radikal hareketlerle mesafeli olmak ve onların amacını ve komplosunu gençlere açıklamaktır.
Hüccet’ül İslam Doktor Mürevviyean Hüseyni
(Kaynak: Tesnim Haber)