Tarih boyunca nice yiğit dava önderi ve âlim, i’la-yı kelimetullah uğruna canını feda etti.

“Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın. Aksine onlar diri olup Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar. Allah’ın lütfundan kendilerine vermiş olduklarıyla sevinç içindedirler ve arkalarından henüz onlara kavuşmamış olanları, kendilerine bir korku olmayacağı ve üzülmeyecekleri üzere müjdelerler.” ayetine mazhar olan şehidlerden biri de Şeyh Rağıb Harb’tır.

Şeyh Rağıb Harb, mücahid bir ailenin çocuğu olarak Güney Lübnan’da dünyaya geldi.

Babası onun âlim olmasını istediyse de küçük yaşta Filistinli fedailere katıldı. Kısa bir süre sonra Beyrut’ta Seyyid Hüseyin Fadlullah’ın medresesinde derslere başladı. Daha sonra Necef’e ilim tahsili için gitti, Muhammed Bakır Sadr’ın medresesinde dört yıl okudu.

1970’lerde Baas rejimi tarafından Irak’tan çıkarıldı. Lübnan’da dersler vermeye başladı.

Yorulmak bilmeyen ve sürekli mücadele eden Şeyh Rağıb Harb, Beyrut’a yerleştikten sonra çevresinde bir araya gelen gençleri örgütledi.

Lübnan Hizbullahı’nın kurucuları arasında yer aldı.

Şeyh Ragıb Harb 1983’te yıkıcı faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle siyonistlerce alıkonuldu ve bir süre sonra serbest bırakıldı.

Terör rejimine karşı girişilen silahlı eylemleri planlayan Şeyh Ragıb Harb, bazılarında da aktif görev aldı.

16 Şubat 1984 yılında siyonist uçakları tarafından uğradığı suikast sonucu şehid oldu.

2 erkek 5 kız çocuğu vardı. En son çocuğu babasının şehadetinden 4 ay sonra doğdu ve “Ragıp” ismini aldı.

O’na siyonist rejimi Lübnan’dan nasıl atacağız?” diye sorulduğunda. Şeyh Ragıb Harb, “Onları Filistin’den nasıl atacağımızı da bir düşünün.” derdi.

“Şeyh Ragıb Harb, İmam Humeyni’nin (ra) kendisine armağan ettiği bu abâyı sık sık giyiyordu. Onun kendisi için ne kadar önemli olduğunu ifade ediyor, onu giyerek şehit olmayı diliyordu ve dileği gerçekleşti …” Aşağıdaki fotoda o aba görülmektedir.

 

İmam Humeyni’nin (ra) kendisine armağan ettiği bu abâ

ragıp harp