Tasnim Haber Ajansı’nın Ayetullah Misbah Yezdi’nin eserlerini tanıtma merkezinden naklen verdiği haberde, büyük İslam İnkılabı Rehberi’nin sağlığının yerinde olması nedeniyle yüce Allah’a şükretme münasebeti çerçevesinde Paydari cephesinin üyeleriyle bir araya gelen İmam Humeyni (r.a) Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Başkanı, şunları belirtti:
İlahi ayetlerin birçoğundan belli oluyor ki yüce Allah, şükretmelerine muhtaç değilse de kullarının halisane şükretmelerini sevmektedir. Allah şahittir, Allah’ın bize verdiği nimetler arasında Yüce Rehberlik makamından daha büyük bir nimetle karşılaşmış değilim. Bu büyük insanın faziletleri kimseye saklı değildir ve her gün de onun faziletlerinden bir cilve kendini dışa vurmaktadır. Dünyadaki dost ve düşmanın itirafıyla, kendileri mümtaz bir şahsiyettir.
Bazı örneklere değinen İmam Humeyni (r.a) Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Başkanı, şöyle konuştu: Bazen yaptıkları birkaç dakikalık sohbet, çeşitli hikmetlerle doludur. Dolaysıyla davranışları ve konuşmalarından hareketle, bu büyük şahsiyetin “ve eyyedehum bi-ruhin minhu” tabirinin açık örneği ve Yüce Allah’ın inayetinin mazharı oldukları anlaşılmaktadır. Böyle bir şahsiyet, dünyanın siyasetçileri ile hatta alimleriyle kıyas edilemez.
İnsanlarda var olan eksiklikler ve yetmezliklere değinen Allame Misbah Yezdi, şunları söyledi: Gaflet veya cehalet nedeniyle insanın uzak kaldıklarının ve vazifesini yapmamasının dışında, bazen bilinçli ve alim olmalarına rağmen bir takım etkenlerden dolayı vazifesini yerine getirmeyen kimseler mevcuttur. Dünya sevgisi ve bağımlılığı, söz konusu etkenlerin en başında gelmektedir.
Hz. Ali’nin (a.s) hayatına işaret eden Allame Misbah Yezdi şöyle dedi: Nehcü’l Belağa’nın birçok yerinde dünya sevgisinin zemminden söz edilmiştir. İmam Ali (a.s), dünyayı terk etmeyi ve ona bağımlı olmaktan uzak durmayı bize vasiyet etmiştir. Fakat bizler acaba gerçekten Hz. Ali’nin (a.s) izinde miyiz yoksa şöhret, mevkii, makam, servet, kariyer vs. gibi şeylerin peşinde miyiz?
Dünyaperestlik ile mücadele yolunun kendini aşıp fedakar olmaya çalışmaktan geçtiğini belirten İmam Humeyni (r.a) Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Başkanı, şunları vurguladı: Biz öyle bir davranış sergiliyoruz ki, İnkılap için çektiğimiz en ufak bir zahmete karşı, İnkılaptan beklenti içindeyiz. Fakat Rehberlik makamı bir devlet hastanesinde, O’da kimsenin vaktini almayacak bir zamanda tedavi olmaktadır. Böyle bir şahsiyet, İmam Ali’nin (a.s) mektebinin öğrencisidir; yoksa işini daha rahat yapabilmek için parti peşinden koşan kimse değil.
Doğru yoldan şaşmamak ve maddi çıkarları aşmak için zahmet çekmeye, mücahede ve temrin yapmaya ihtiyaç olduğunu belirten Ayetullah Misbah Yezdi, şöyle devam etti: Musibet o zaman daha ağır hale gelir ki insan mücahede yapsın ve doğru yolu seçsin ama yolun ortasında kenara çekilsin; bu daha kötüdür; zira kendisini talihsiz yapmasının dışında, başkalarının iyi insanlara dil uzatmasının nedeni olmuştur ve bunun günahı daha fazladır.
Sözlerinin devamında, Allah’ın kimseyle –hatta Peygamberler’le dahi- akrabalık ilişkisinin olmadığını açıklayan Allame Misbah Yezdi: “Alimlerin ve bilinçli bireylerin vazifesi daha çoktur; dolaysıyla kendilerini nizama, Velayet’e vs. bağlı bilenlerin görevi daha zordur” ifadesinde bulundu.
Kum ilim havzasının ahlak Üstadı, büyük alimlerin hayatından bazı örnekler vererek şunları belirtti: İmam Ali (a.s) mektebinin öğrencisi, bir şeyi vazife olarak teşhis ettiğinde hemen onunla amel eder ve rüşvet ya da tehditlere asla aldırmaz; bunun bariz örneği İmam Humeyni’dir. O, ömrü boyunca asla bir çıkar uğruna vazifesini terk etmemiştir. O, ömrü boyunca Allah’tan başka kimseden korkmadığına dair yemin ediyordu. Bu şahsiyetler, işte böyledirler; çünkü gerçekten ahirete, bir hesap ve kitabın olduğuna iman etmişlerdir; o halde inançları ve itikatları güçlendirmek ve pratikte de uygulamaya çalışmak gerekir.
welayet