Metin Yüksel 17 Temmuz 1958 yılında, Bitlis’in Nurşin İlçesine bağlı Deştedari köyünde dünyaya gelmiştir. Babası zamanın ünlü alimlerinden Sadrettin Yüksel, annesi doğunun en tanınmış şeyhi, Şeyh Mahsun’un kızı’dır

 

İlköğrenimine Bitlis’te başlayan Metin Yüksel 1965 yılında, ailece İstanbul’a yerleşmeleri sebebiyle ilköğrenimini, Hüsam Bey Mahallesi’ndeki Aksemseddin Ilkokulu’nda tamamlar. Daha sonra Sinan Ağa Mahallesi’ndeki Gelenbevi Ortaokulu’na kaydolur. Orta öğrenimine devam ettiği sırada da babasından Kur’an-ı Kerim ve temel İslâmı bilgilerle alakalı dersler alır. Yüksel, ortaokul 2. sınıfa geldiğinde ise ortaokula devam etmek istemez ve okulunu bırakır.

Ortaokulu bıraktıktan sonra o dönem İslâmi camiada aktif olan teşkilatların çalışmalarına katılmaya başlar. Bir dönem MTTB’nin (Milli Türk Talebe Birliği) yaptığı çalışmalara katılır. Bir süre sonra MTTB’deki çalışmalar Metin Yüksel ‘i tatmin etmez. O yıllarda yeni kurulmaya başlanan Akıncılar Teşkilatı’nın şube açma iznini alır ve bazı arkadaşlarıyla birlikte Fatih Akıncılar Teşkilatı’nı kurarlar. Fatih Akıncılar Teşkilatı kısa bir zamanda Türkiye’nin en aktif Akıncılar teşkilatı haline gelir.
26 Ekim 1977 günü Darüşşafaka Lisesi’nin önünde Metin Yüksel ve 3 arkadaşı sol gruplardan 8 kişinin silahlı saldırısına uğrar. Metin Yüksel ikisi midesine, biri de dizine olmak üzere 3 kursun yarası alır. Hemen Vakıf Guraba Hastanesi’ne kaldırılıp tedavisi yapılır. Bu 3 kurşundan 2’si çıkarılır, bir tanesiyse şehit olana kadar vücudunda dolaşmaya devam eder. Metin Yüksel artık davası uğruna yaralanmış bir gençtir. Bu olay Metin Yüksel ‘in çalışmalarının daha da artmasını sağlayan bir olay olur.

Metin Yüksel ve arkadaşları, Akıncıların büyümesinden rahatsız olan ülkücülerin, buradaki genç Akıncılar’ı rahatsız ettiklerini öğrenir. Ve 23 Şubat günü Cuma namazından önce Akıncılar, şimdiki Fetih Yurdu’na giderek abdestlerini alırlar ve ardından Cuma namazını kılmak için Fatih Camii’ne giderler. Namaz çıkışı Ali Bilir, Metin’in arkasından 3 kere kısa aralıklarla ‘Metin dur!’ diye bağırdı. Üçüncü bağırmasından sonra, iki eli de parkesinin cebinde olan Metin, sağ elini çıkarıp öne doğru uzatarak, ‘Gelin konusalım’ dedi. Metin sözünü bitirir bitirmez, Ali Bilir ve yanındaki arkadaşları silahlarını çekerek, ateş etmeye başladılar.

Metin Yüksel hayatını kaybetmişti. Metin Yüksel’in hayatını kaybettiği haberini alan on binlerce İstanbullu, Fatih Cami’inin avlusunu hınca hınç doldurdu. Vasiyeti gereği Metin Yüksel’in cenazesi yurdun diğer yerlerinden gelen Müslümanların katılımını sağlamak için birkaç gün bekletildi.