Tam şu an, sussun bütün konuşanlar, sönsün tüm ışıklar. Analiz üstüne analiz biriktiren tüm kanallar kapansın, nefsini ilah edinen tüm kalemler kırılsın. Kırılsın çünkü kendimizle tanışma ve belki de barışma vakti bugün. Şu postmodern dünyanın sesi kısılsın, zira sağırlığımız ve körlüğümüz şifasını bulacak bugün. Öyle böyle değil dostlar, bugün yeni bir doğuş var bedenimizde. Kanımız sanki yeniden başlıyor akmaya vücut iklimimizde. Bugün tek bir nida var dilimizde: Kudüs! Tek bir sesleniş ve bin bir anlam ile. Bugün 70 yılı aşkın süredir direnen bu halkın öyküsünü, kendi dünyalarımızda ihya etme vakti.
7 Ağustos 1979’da Pir-i Cameran’ın çağrısıyla ilan edilen ‘Kudüs Günü’, özgürlüğüne susayan günümüz insanı için büyük bir ikramdır. Öyle ki bugünün vesilesiyle, insan gerçekliğimizin; ‘banka hesaplarımız-daki meblağları yükseltmekten, arabalarımızın modelini değiştirmekten, kendimizi bir alışveriş sitesinden diğerine savurmaktan’ daha başka bir anlama geldiğini anlıyoruz. Zulüm ve adaletsizlikten inleyen dünya için bizleri de söz sahibi kılan, bizlere de saf belirlememiz için çağrı yapan bu İslam günü, insana ne kadar değer veriyor ve unuttuğumuz insani değerlerimizi nasıl hatırlatıyor bizlere böyle.‘Ey insan sen özgürsün’ sesleri yankılanıyor kulaklarımızda. Ve şu sorular cevabını arıyor gönül coğrafyamızda;
‘Hareket ve mücadele ile dünyanın esaretinden kurtulmak varken, kendine hapsolmak neden?
Edindiğin bütün ilmi tecrübeleri hak yolda vermeye liyakatin varken ve bu sofraya davet de edilmişken, biriktirdiğin ilimlerden kaleler yapıp içinde esir olmak neden?
Mazlumların akan kanıyla dirilmek varken, zalimin silahıyla uykuya dalmak neden?
Bir mumun alevi olmaya gönül vermek varken, dikenli tellere takılıp kafileden geri kalmak neden?
Bu soruların akımına uğrayan kişi için Kudüs sadece bir günden ibaret olmaz, istese de olamaz. Özgürlüğe aşık olan bu ruh, özgürleşene kadar davasıyla sabahlar, davasıyla akşamlar. Ve uykusuzluk, şehadet kapısını aralar;
”Ya rabbi! Bütün vücudumla, kalbimle ve ruhumla kendimi senin yolunda kurban etmeye hazırım. Bu büyük zafere şükretmek için bütün hayatımı ve varlığımı sana takdim etmeye hazırım.” Şehid Çamran