Al-Mayadeen TV, İran İslam Cumhuriyeti Nizamın Maslahatını Teşhis Konseyi Sekreteri ve Eski Devrim Muhafızları Genel Komutanı Muhsin Rızai ile bir röportaj gerçekleştirdi.

Bölgedeki tüm Amerikan üsleri ve faaliyetleri gözlemimiz altında / Uyudukları otelleri, nerede yemek yediklerini bile biliyoruz / İran Amerika ile yeni bir cepheye girmiş oldu / İran ve Amerika arasındaki üçüncü hak ve bâtıl savaşı cephesindeyiz

 

Al-Mayadeen TV, İran İslam Cumhuriyeti Nizamın Maslahatını Teşhis Konseyi Sekreteri ve Eski Devrim Muhafızları Genel Komutanı Muhsin Rızai ile bir röportaj gerçekleştirdi. Programın öne çıkan bazı noktalarının çevirisini sunuyoruz:  

 

 

“İran ve Amerika arasındaki üçüncü hak ve bâtıl cephesindeyiz. Birincisi İslam Devrimi cephesinin kendisiydi, İnkılab’ın zaferiydi. Sekiz yıllık kutsal savunma savaşı da bizim Amerikan bâtılı karşısındaki ikinci hak cephemizdi. Biz artık 20 yılın sonrasında Amerikalılarla yeni bir saflaşmayı başlattık. Bu kavgadaki hedefimiz Amerikalıları bölgeden atmaktır ve bunda da çok ciddiyiz. Ben bunu bir yıl önce, hak ekseninin bâtıl karşısındaki üçüncü cephesi olarak adlandırmıştım. Bu yolu sürdüreceğiz ve Amerikalılardan el çekmeyeceğiz.”

 

Muhsin Rızai, al-Mayadeen sunucusunun “Bazıları İran’ın cevabının göstermelik olduğunu ve özellikle de Irak hükümetine Ayn el-Esed Üssünü vuracağının haberini önceden verdiğini iddia ediyorlar. Sizce bu cevap gerçekten de güçlü ve ciddi miydi?” sorusunu şöyle cevapladı:

 

“İran’ın Amerika’nın en büyük üssünü vurduğu bir gerçektir, İkinci Dünya Savaşı’ndan günümüze kadar kimse Amerikalılara bunu yapamadı. Amerikalıların bunun karşısındaki sessizlikleri askeri açıdan çok anlamlıdır. Amerikalılar askeri açıdan buna cevap verebilselerdi bunu elbette yaparlardı. Bunun ilk kazanımı budur. İran Amerika’nın Irak’taki en büyük üssünü füze yağmuruna tuttu.

 

Bu nasıl göstermelik olsun? Göstermelik işin anlamı yoktur. Göstermelik, gerçekliğe aykırı propagandaya denir. Bu ilk nokta. İkincisi Pentagon, CNN ve diğerleri 60’dan fazla askerlerinin patlamanın şok dalgaları yüzünden yaralandığını itiraf etti. Evet Amerikalılar tüm askerlerini dışarı çıkarsalar ve içeride tek bir asker bile kalmasaydı yine de İran Amerikan üssünü vurdu denilecekti. Burada iki şey gerçekleşti, birincisi Amerikalıların haysiyet ve hegemonyasına füze isabet etti ve ikincisi de kuvvetleri sağlam sığınaklarda olmalarına rağmen en azından 60 askerleri yaralandı. Amerikalıların ölü vermediğini kim söylüyor? İlk gün tek bir kişi bile yaralanmadı demiyorlar mıydı?

 

Trump 52 noktayı vuracağını söylemiyor muydu? Bay Trump, eğer vurursanız ben 52 noktayı vururum diyor ve sonra vuramıyor. Belli ki verdiği telefatı gizlemek ve haberlere sansür uygulamak zorundadır.

 

Çok hassas istihbarata sahibiz. Elhamdülillah tüm Amerikan üsleri gözlemimiz altında, tüm Amerikan gemileri kontrolümüzdedir. Bugün Hind Okyanusu’nda kaç gemileri var, Umman Denizi ve Fars Körfezi’nde neredeler, Katar ve Bahreyn’de neleri var, Irak’taki faaliyetleri nedir biliyoruz. Hatta Amerikalıların Kuveyt ve Bahreyn’de gittikleri oteller bile tasarrutumuz altındalar. Bahreyn’deki otellerini biliyoruz, Dubai’de nerede yemek yiyorlar ve dinleniyorlar biliyoruz. Irak’ta ne yapıyorlar, yedikleri etleri bile nereden alıyorlar haberdarız.

 

İsrail’i vurmak için de bahane arıyorduk. Çünkü İsrailliler Kasım Süleymani’nin şehadetinde rol oynadılar. Şehid Süleymani’nin Şam’dan Bağdat’a uçuş bilgilerini İsrailliler vermişti, Amerikalılar birşey yapsaydı İsrail’i yerle bir edecektik.”

Medya Şafak

 

 

0
Would love your thoughts, please comment.x