Bizden yakınlarda fetva istediler: Şiilerin kâfir olduğunu söyleyen ve kanlarını helal görenler karşısında bizim ne yapmamız lazım? Cevap verdik: Kelime-i şehadet getiren herkesin kanı ve malı korunmuştur (size kâfir de deseler). Eğer Ehl-i Sünnet’in bir karış toprağı kâfirler tarafından saldırıya uğrasa, Kum’daki Şiilerin vazifesi bile buranın savunulması ve kâfirlerin saldırısına uğratılmamasıdır.
Ayetullah Vahid Horasani: İçtihad, Şia içindeki tefrikacılardan uzaktır / Ehl-i Sünnet’in her karış toprağını kâfirler karşısında savunmak Şia’ya vaciptir
Taghribnews’in bildirdiğine göre, Şia’nın taklid mercilerinden Ayetullah Vahid Horasani, İslam Mezheplerini Yakınlaştırma Kurumu Genel Sekreteri Ayetullah Muhsin Eraki ile yaptığı görüşmede “Şia içerisindeki tefrikacıların fekahat ve içtihaddan uzak olduklarına” işaretle “Gerçekten de bu tür akımlarda fakihlik ortadan kaybolmuştur, onların yaptığı bu işler haksız yere kanların dökülmesine yol açmıştır ve Ehl-i Beyt İmamlarının (a.s.) buyrukları da bunların davranışlarının aksi yönündedir. Dinin buyrukları buna vurguda bulunur. Saniyen muteber rivayette ‘Onların (Ehl-i Sünnet’in) camilerinde namaz kılın, hastalarını ziyaret edin ve cenazelerine katılın’ buyrulmuştur” dedi.
Şia’nın yaşayan müçtehitlerinden olan Ayetullah Vahid Horasani şöyle devam etti:
“Rivayette ‘Bizim için süs olun, bize leke olmayın’ buyrulmuştur. Bu rivayette biri nefy (olumsuzlama), diğeri ispat olmak üzere iki nokta mevcuttur. Nefy buradadır: ‘Diğer mezheplerin bağlılarına düşmanlıkta bulunmamalı, onların mukaddesatına hakaret edilmemelidir. Büyüklerine küfür ve lanet caiz değildir, zira bu durum onların Ehl-i Beyt’ten ve maarifinden uzaklaşmalarına yol açmaktadır. Rivayetin olumlu yönü de (Bize süs olun) onların cemaat namazlarına katılın, onlara sevgi besleyin, hastalarını ziyaret edin, bizim söz ve maarifimizi onlara beyan edin’ anlamındadır.
Şia’nın geçmişteki büyüklerine, âlimlerine bakın, Allame Hilli’ye bakın, kitaplarını, münazaralarını inceleyin ve aynı şekilde diğer âlimlere. Özetle, bu konuda itidal yolu gözetilmelidir.
Bizden yakınlarda fetva istediler: Şiilerin kâfir olduğunu söyleyen ve kanlarını helal görenler karşısında bizim ne yapmamız lazım? Cevap verdik: Kelime-i şehadet getiren herkesin kanı ve malı korunmuştur (size kâfir de deseler). Eğer Ehl-i Sünnet’in bir karış toprağı kâfirler tarafından saldırıya uğrasa, Kum’daki Şiilerin vazifesi bile buranın savunulması ve kâfirlerin saldırısına uğratılmamasıdır. Onlara her şartta işte böyle davranmak gerekir.”
www.medyasafak.net