Clinton’ın kitabında dikkat çeken nokta ise 2002’de Irak savaşı için evet oyu vermesinden duyduğu pişmanlığı dile getirmesi


Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) eski Başkanı Bill Clinton’ın eşi ve eski ABD Dışişleri Bakanı olan Hilary Clinton anılarından oluşan “Zor Kararlar” isimli kitabını yayınladı. Zor Kararlar kitabı, Clinton’ın anılarını yazdığı beşinci kitabı olarak biliniyor. Bu kitabın bir diğer özelliği ise, Clinton’ın bir sonraki ABD başkanlık seçimlerinde yarışacak olmasının göstergesi olması. ABD’de bir gelenek olarak, başkanlık için aday olan siyasetçiler anılarını içeren kitaplar yayınlıyorlar. Buna kitap kampanya dönemi deniyor. Hillary Clinton da Barack Obama’dan sonra ABD başkanı olmak istiyor ve bu amaçla yeni kitabını hazırladı.
Clinton kitabında genel olarak son 15 yılın değerlendirmesini yapıyor. Bu zaman diliminde pişman olduğu veya yanlış bulduğu politikaları ele alıyor.
Clinton’un kitabındaki en dikkat çekici yerlerin başında ise, ABD’den Irak’a saldırmak için Senato’dan onay istemesi ve kendisinin bu oylamaya evet oyu vermesinden duyduğu pişmanlık geliyor. Clinton 2002 yılında yapılan oylamada Irak’a saldırmak için evet oyu kullanmasının yanlış olduğunu itiraf ediyor.
Kitaptaki ilgili bölümde Clinton, “Birçok senatör uzlaşma karşıtı oy kullanmak için gelmişti, ben de onlardan biriydim. daha sonra savaş başladı. savaşın başlamasıyla Irak’ta kızını veya oğlunu kaybedenlerden mektuplar gelmeye başladı. Bu mektupların sayısı arttıkça yaptığım hata daha çok acı vermeye başladı” ifadelerini kullanıyor.
ABD’nin ortadoğudaki diğer politikalarına da değinen Clinton, Taliban’la yapılan takasın ve görüşmelerin ABD halkı tarafından bu kadar yıldan bu yana devam eden savaşın ardından sindirilmesinin zor olduğunu söylüyor. 
Diğer taraftan, Suriye’deki ılımlı muhaliflerin en başından ABD tarafından eğitilmesi ve silahlandırılması gerektiğini ancak bunun gerçekleşmemesinden dolayı bölgedeki ABD’nin etkinliğinin yetersiz kaldığını söylüyor.
Clinton, Usame Bin Ladin’in öldürüldüğü gün içinse, “Ömrümde hiçbir zaman başkanın yanında çalıştığım için o gün duyduğum gurur kadar gurur duymamıştım” diyor.