Hudeyde’de meydana gelen şiddetli ve orantısız savaşın ardından, Suudi güçleri kara, hava ve deniz yoluyla saldırılarını sürdürürken, işler askeri tırmanmaya doğru ilerliyor. Ensarullah sözcüsü Muhammed Abdusselam, önce Allah, sonra Yemen halkının kararlılığı sayesinde, batı yakası cephesindeki son tırmandırmada düşmanın sefil bir başarısızlığa uğradığını belirtti.
Yemen’in bir sahil kenti olan Hudeyde’de meydana gelen şiddetli ve orantısız savaşın ardından, Suudi güçleri kara, hava ve deniz yoluyla saldırılarını sürdürürken, işler askeri tırmanmaya doğru ilerliyor. Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’in Yemen Yüksek Siyasi Konseyi Başkanı’nın yanı sıra Ensarullah’ın lideri ve Sana’daki “kurtarma hükümeti”nden üst düzey yetkililer ile görüşmesine rağmen, karadaki durum politik bir çözümü öngörmüyor. Dört yıldır ülkeyi tarumar eden şiddetli savaşın çözümü için bir yakınlaşma görülmüyor.
Yıkarak kurtarma operasyonu
Saldırı güçlerinin sözlüğünde, “yıkım” ve “kurtarma” sözcükleri arasında hiçbir fark yoktur. Bu güçler, bir yeri hâkimiyeti altına aldığını ilan etmek için, bombalayarak ve yakıp yıkarak yerle bir eder. Bu durum, saldırı güçleri için kayda değer bir ilerleme sağlamaksızın bir hafta boyunca devam eden şiddetli bir savaşın yaşandığı Uluslararası Hudeyde Havalimanı için de geçerlidir. Bölge, tamamen yıkılırken, bunula birlikte “Al-Waght” haber sitesi, durmayan hava bombardımanına rağmen herhangi bir saldırı gücü veya paralı askerin varlığını ve dört bölgede Ensarullah mücahitlerini gözlemleyemedi.Saldırı koalisyonu çarşamba günü havaalanını kontrol altına aldıklarını duyurdu, ancak havaalanının içinden bu duyuruyu doğrulayacak herhangi bir fotoğraf ya da video yayınlanmadı. Bu arada savaş medyası, savaşın gidişatını ve batı sahili boyunca saldırı güçlerinin kayıplarının boyutunu belgeleyen görüntüleri ara sıra yayınlıyor.
Ağır maliyet
Ensarullah sözcüsü Muhammed Abdusselam, düşman medyasının kampanyalarının, yenilgiyi kabul etmesi ve beklenmeyen bir masraftan önce Yemen’i terk etmesinin skandal bir gelişme olarak vurguladı. Saldırı güçlerinin çocukça saldırısını en kısa sürede engelleyebilmek ve planlarını boşa çıkarmak için mücahitlerin seri operasyonlar yürüttüğünü kaydeden Abdusselam, Perşembe günü Twitter hesabı üzerinden paylaştığı bir dizi tweette, önce Allah, sonra Yemen halkının kararlılığı sayesinde, batı yakası cephesindeki son tırmandırmada düşmanın sefil bir başarısızlığa uğradığını belirtti.
İhlallerin sorumluluğundan kaçış
Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen’in güneyindeki gizli hapishaneler ve gözaltı merkezleri ile olan ilişkisini yalanlıyor. Uluslararası ve yerel gazetelerin ortaya çıkardığı İhlallerin sorumluluğunu ise yerel yönetimlere yüklüyor. BAE’nin Cenevre’deki Birleşmiş Milletler temsilcisi, ülkedeki yerel ve federal hapishanelerin ve yönetim sisteminin Yemen’in otoritesinin –Hadi hükümeti- kontrolü altında olduğunu belirtti. BAE temsilcisi, Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen’de gizli hapishaneler ve gözaltı merkezlerini hiçbir zaman yönetmedi” ifadelerini kullandı. Temsilci, BAE hükümetinin, uluslararası insan haklarının desteklenmesi ve korunması için Kızılhaç’ın Yemen’e ziyaretini kolaylaştırmaya çalıştığını belirtti. Bunun ardından,Associated Press’in de aralarında yer aldığı pek çok haber ajansı, Aden ve Yemen’in güneyindeki diğer illerde BAE tarafından denetlenen gizli hapishanelerde ve gözaltı merkezlerinde tutuklulara uygulanan işkenceler ve ihlallerin varlığını ortaya çıkardı.Bu arada Birleşik Arap Emirlikleri’nin, kurduğu, finans sağladığı ve bu topraklarda etki alanını genişlettiği silahlı gruplar yoluyla, Aden ve komşu illeri tamamıyla kontrol altına aldığına işaret etmek gerekiyor.
Paralı askerler devletçiği
2015 yılından bu yana Suudi Arabistan önderliğindeki koalisyon güçlerinin Yemen’e karşı girdiği savaşta, Birleşik Arap Emirlikleri’nin, askeri faaliyetlerde paralı askerlerine dayandığını açık bir şekilde ortaya çıkardı. Farklı uyruklara sahip olan bu paralı askerlere dair yapılan haberler, dünya medyasında kendine manşetten yer buldu. Bununla eşzamanlı olarak, Yemen’de insani bir faciaya neden olan bu savaşta Birleşik Arap Emirlikleri’nin oynadığı büyük rol de, manşetlerde yer aldı. Suudi Arabistan ile BAE’nin, Batı kıyısındaki Hudeyde savaşını sürdürmek konusundaki kararlılığının, durumu daha da kötüye götürdüğü uyarıları yapıldı. Hudeyde savaşı, bu kez BAE’nin paralı askerleri hakkında tartışmaları alevlendirdi.
Amerikalı Güvenlik İşleri Uzmanı David Eizenberg’in kaleme aldığı bir makalede, Birleşik Arap Emirlikleri’nin, farklı uyruklardan olan paralı askerleri sayesinde Yemen’deki savaşa önemli bir ölçüde katıldığı ifade edildi. Yazar, Abu Dabi’nin 2011 yılında İç savunma hedeflerini gerçekleştirme bahanesiyle, özellikle Latin Amerikalı olmak üzere yabancı grupları eğitmek için, özel güvenlik şirketi olan “Blackwatter”ın kurucusu Erik Prince’in deneyimini kullandığını belirtti. Ancak Eisenberg’e göre, Birleşik Arap Emirlikleri’nin istihbarat ve askeri amaçları için yabancı sözleşmeli askerlere bağımlılığı, zannedilenden çok daha büyük bir boyuttadır.
Eizenberg’e göre, Birleşik Arap Emirlikleri ordusuna veya ulusal güvenlik gücüne güvenmek zorunda kalsaydı, Yemen’deki savaşa katılmazdı. Makalesinin sonunda BAE’nin bugün Yemen’deki savaşa paralı askerlerinin olması sebebiyle katıldığını vurgulayarak, BAE’nin paralı askerlerini kullandığı tek ülkenin Yemen olmadığı bilgisini ekledi. Buna göre New York Times gazetesi, 2012 yılında yayınladığı bir haberde Birleşik Arap Emirlikleri’nin Somali sahilinde korsanları yenilgiye uğratmak için özel eğitimli bir kuvvet oluşturmaya çalıştığını yazmıştı.