Putları deviren bir dinin putlaşanları devirmiş önderinin takipçisi olarak bu soruya cevabın nedir? Elindeki baltayla putların korkulu rüyası mı olacaksın yoksa o baltayla ağaçları kesip put mu yontacaksın? Düşün ve karar ver. Ortalık güllük gülistanlık iken atıp tutmak çok kolay. Sisler içerisine daldığında bulabilecek misin yolunu? “Hiç kopmayacak bir kulpa” mı yapışmışsın yoksa örümcek ağına mı tutunmuşsun? Sımsıkı sarıldığın ip Allah’ın c.c. ipi mi yoksa Musa’nın a.s. karşısına çıkan sihirbazların ipi mi? Sorguladın mı hiç? Yoksa hidayet üzere olmasalar da atalarının gittiği yoldan çıkmaktan mı korktun? Nedir bu hakka karşı saldırganlığının nedeni? Neden göremezsin görmen gerekeni ve neden ayıramazsın hak ile batılı? Gözlerin var da göremiyor musun? Kulakların var da duyamıyor musun? Kalbin var da akledemiyor musun?

Düşmanın elindeki patlamaya hazır bomba gibisin. Sürekli olarak pimin çekiliyor ve dostun üzerine atılıyorsun. İraden oyun hamuru gibi şekilden şekile sokuluyor. Öfkelenmen gerekenlerin öfkelenmeni istediklerine öfkelenip hamaset bineğine biniyorsun. Onu da yanlış tarafa sürüyorsun. Habire Hüseyin a.s. diyorsun Yezid’in l.a. ordusunda gönüllü askerlik yaparken. Kalbin Hüseyin’le a.s. beraber ama aklın, dilin, kılıcın Yezid’in l.a. gösterdiği hedefe hizmet ediyor. Yezid l.a. başka bir Yezid’le l.a. savaşırken Hüseyin a.s. taraf tutmuyor diye kendi Yezid’inin l.a. Yezid’liğini l.a. unutup Hüseyin’e a.s. düşman oluyorsun. Vatan diyorsun, devlet diyorsun Yezid’in l.a. elindeyse de kutsal diyorsun. Ne farkın kalıyor o zaman Hüseyin a.s. bağydir diyenlerden? Hani sine vuruyordun ya o sineleri Yezid l.a. Hüseyin’e a.s. karşı siper edinmiş umursamıyorsun.

Ve evet sen bütün bunları niye sorduğumu, seni niye sorguladığımı çok iyi biliyorsun. Siyonist rejimle işbirliği içinde olan iki idarenin savaşında hangi dinden, hangi ırktan olursa olsun bütün mazlumları savunman gerekirken “benim zalimime destek vermem lazım” diyerek mazlumlar arasındaki sınırları onaylayıp, aslında aynı kökene sahip zalimlerden birinin ardısıra savaşa övgüler dizdiğin için yazıyorum. İslam İnkılabı, bütün mazlumların kurtarıcısı olarak, iki siyonistin siyonizme hizmet amacıyla yaktığı ateşi söndürmeye çalışıyor diye ona dil uzattığın  ve niye “benden” olan zalimi desteklemiyor diye öfkelendiğin için yazıyorum.

Elbette ki taarruza eden, zulmeden tarafla savaşmak farzdır. Ama taarruz edenle, taarruza uğrayan iki tarafın liderleri de aynı mahfillerle sıkı fıkı dost iseler, halklarını birbirine kırdırmak için beraber karar alıyor ve aynı tuzağı beraber kendi halklarına kuruyorlarsa, aynı siyonistlerle anlaşmalar imzalayıp onları memleketlerinde ağırlıyorlarsa, siyonizmin İslam İnkılabını kuşatma planında rol oynuyorlarsa ve kendileri alabildiğine refah içinde yaşarken idare ettikleri halklar yoklukla, ve her türlü zulümle mücadele ediyorsa “neler oluyor” diye sorgulamak gerekmez mi?

Devlet, vatan, millet kavramları üzerinde düşünmek veya dünyadaki dengeler ve özellikle siyonizmin halklar ile ilgili planlarını araştırmak sence de mühim değil mi? “İşgal bitsin sonra düşünürüz” demen bile basiretini yitirdiğin anlamına gelmiyor mu? Bilmiyor musun ki yeryüzündeki bütün zulmün, savaşların ve işgallerin yegane sebebi siyonizmdir? Siyonistlerin “sınırları” dahi belirlerken istedikleri zaman faydalanacakları kaotik bir ortam sürekli bulunsun diye bilinçli olarak sorunlu bölgeler oluşturduklarını bilmez misin? O halde kim vatanını kurtarmak istiyorsa, kim huzur istiyorsa, kim hakkını almak istiyorsa siyonizmle savaşması ve öncelikle onu ortadan kaldırması gerekmez mi? Yüzbinlerce Ermeni mazlum ve yine yüzbinlerce Azeri mazlum öldüğünde sorunun çözüleceğini mi sanıyorsun? Sana ve senin gibilere “hadi savaşın” diyenlerin kaç tanesinin evladı senin gibi cephede? Kaç tanesinin evi senin evine benzemekte? Kaç tanesi bu savaşın sıkıntılarından etkilenmekte senin gibi?

Hem devlet dediğinin kutsallığı nereden geliyor hiç düşündün mü? Devletin nötr olduğunun farkında mısın? Devletin kurumlardan oluştuğunu ve halka hizmet aracı olduğunu, devlete rengini verenin ise sistem ve rejim olduğunu bilmiyor musun? Sistem batıla hizmet ediyorsa devlet kurumlarının da batılı hakim kılacağını, sistem hakka hizmet ediyorsa aynı kurumların hakka hizmet etmiş olacağını neden göremiyorsun? Yoksa sen de “devleti” kutsuyor musun? Mesela “devletin bekası için kundaktaki bebeğin katline cevaz” veriyor musun? Öyleyse Firavun’dan, Nemrut’tan neden tiksiniyorsun? Neden zalim bildiklerine Firavun diyorsun? Onlar da kendi “devletlerinin bekası” için çocukları, kadınları velhasıl mazlumları katletmediler mi? Onlar da kendi “devletlerini” korumak için isyan(!) eden İbrahim’lerle Musa’larla savaşmadılar mı? Haşa Allah c.c. yanlış tarafta mı yer aldı sana göre? Devlet kutsal ise Firavun ve Nemrut gibiler neden lanetlendi? Daha da damarına dokunayım Yezid’i niye düşman biliyorsun ki? Sen tam da O’nun mantığındasın çünki. O da “devletini” korumak için katletmedi mi Hüseyin’i a.s. Hüseyin a.s. ki senin mantığınla “kutsal” olana isyan etmişti, (haşa) hak etmedi mi katledilmeyi?

Dur, kızma. Uyansın istiyorum basiretin. Açılsın gözlerin ve hakikat güneşi doğuversin kalbine maksadım. “Peki ya vatan?” diyeceksin. Haklısın. “İnsanın kendi toprağını koruması gerekir” diye düşünmektesin. Doğrudur. Ama kendi vatanından bahsederken başkalarının vatansız kalmasına dair içinde zerre miktar hissiyat varsa bu noktada da sıkıntı var demektir bilesin. Ayrıca sen bana “vatan” dediğinde ben sana “tevhid” derim. Sınırları kimin belirlediğini sorarım sana. Neden orasının sadece sana ait olduğunu, başka milletlerin, ırkların oraya giremeyeceğini neden düşündüğünü sorarım sana. Allah c.c. yeryüzünü yaratırken şurası falanca milletin, şurası filanca milletin mi demiştir acaba? Yoksa yeryüzünün bütününde hakkın hakimiyetiyle mi memur kılmıştır insanı?

Elbette ki kavimler insanların birbirlerini tanımaları için yaratılmıştır ama sınırlar sunidir her daim. Bu yüzden İslam yeryüzünün bütününe hakim olmak için gayret göstermektedir. Bu yüzden beklemektesin Mehdi’yi a.s. öyle değil mi? Senin devlet dediklerin o zaman geldiğinde şehir hükmünde olacak, yeryüzünün bir noktasından diğerine insanlar korkusuzca seyahat edebilecekler böyle demiyor mu hadisler? O halde benim vatanım diğerinin de vatanını kuşatsın veya burası benim, diğerleri gitsin mantığının nerede temeli? Öyleyse hak ile idare edilen her toprak parçası senin de benim de vatanımdır. Ve bütün bu vatanların birliğiyle sağlanacaktır bağımsızlığım. Batıldan azade olduğumda kurtulacak insanlığım.

Millete gelince ırk değildir sadece bağım. “Ya yaratılışta ya da dinde kardeştir” bütün insanlar bana. Kavmim hizmet ettikçe hakka, hakka hizmet eden diğer kavimler gibi basarım onları bağrıma. “Kendi kavmimin kötüsünü, başka kavmin iyisine tercih ettiğimde” ateşi kucakladığımı bilirim. “Kalbimde hardal danesi kadar asabiyete” yer vermem çünkü bunu yaparsam zihnimin kontrolünü kaybedip batıla hizmet eden “kahraman” bir köle olabilirim. Sıla-i rahimden dahi anladığım budur benim. Hak yolunun yolcularını ziyaret ederim kan bağım olmasa da, yüz çeviririm batılın askerlerinden aynı kavim ve milletten olsam da. Çünkü ömrü veren uzatabilir ancak onu bilirim. Ve O’nun c.c. dostlarının yanına uğramak uzatır ömrümü Resul’den s.a.a. böyle işitmişim. Bu yüzden körelmez gözüm, kararmaz kalbim ve benden olan(!) zalime destek için kalkmaz elim. Benden olmayan zalime de benden olmadığı için değil zalim olduğu için lanet eder dilim.

Son sözüm sana başlıkta sorum olsun. Azer atasıydı (amcasıydı) İbrahim’in a.s. Biri put yapardı diğeri o putları kırardı. Sen kimin soyundasın? Kimi takip etmektesin? Devletine(!), milletine, vatanına (haşa) ihanet eden ve onların putlarını parçalayıp ayaklar altına İbrahim’in a.s. mi yoksa devletine, vatanına, milletine sahip çıkıp onların inançlarına ihanet(!) etmeyi red eden ve onları savunan Azer’in mi yolundasın? Devleti, vatanı, milleti put mu edinmişsin yoksa bu kavramları hak-batıl bağlamında mı ele almaktasın? Hakka hizmet etmeyeni de kutsal mı bilirsin yoksa batıla hizmet edenin yıkar mısın tapınaklarını? Kalbinde kaç tane put var kıramadığın hiç baktın mı? Yoksa sen de mi “Allah’a c.c. onlarla yaklaşmaktasın?” Bi düşün derim…

siyasetmektebi.com