İmam Hamenei; dün bir grup seçkin ve üstün başarılı genç bilim insanını kabul ettiği görüşmede, “küreselleşme” konusu ayrıca ABD ve Avrupa’lıların İran’a “dünya ailesine” üye olması için tavsiyelerinin, bağımlı kültürün yeniden üretiminin bariz bir örneği olduğunu belirtti.

Welayet News – Batı tarafının dünya toplumu olarak lanse ettiği camiaya karşı çıkmanın, dış temaslar ve ilişkileri reddetmek değil, büyük güçlerin ülkenin ekonomi, politika ve güvenliğine yönelik dayatmalık kültürü karşısında direnmek anlamına geldiğini kaydeden İmam Hamanei, şeytani güçlerin herhangi bir muhalif harekete düşman olmasına işaretle, İran’ın direnişe desteğinin sürmesi ve İran’a yönelik yaptırımların devam etmesiyle ilgili bir ABD’li yetkilinin sözlerinin, ABD’ye yönelik kötümserlik gerçeğinin ta kendisi olduğunu belirtti.

İmam Hamenei, AB’nin İran’ın büyük kapasite ve imkanlarına dikkat çeken son sıralardaki bir açıklamasına temasla, İran’ın ilerleme imkanları, insan ve doğal kaynakları hakkındaki sözlerin Batılılar’ın bile itiraf ettiği bir gerçek olduğunu ifade etti.

İmam Hamenei, ABD’lilerin kesinlikle, “bunca ilerleme imkanları ve İslam’a dayalı bir hükümete sahip bir İran” ile mücadele ettiğini belirterek, bu önemli hususun genç elitler ve seçkinlerce analiz edilip, kavranmasının, onlara tarihi görevlerini yerine getirmekte yardım edeceğini  vurguladı.

İmam Hamenei, düşmanların asıl hedefinin İran’ın bilimsel hareketini durdurmak olduğunu hatırlatarak, bu hedeflerine ulaşmamaları halinde, onu saptırmayı çalışacaklarını ve eğer bu da gerçekleşmezse o zaman, bu hareketi karalamak için yatırım yapacaklarını kaydetti.

İran halkı, geçen yarım asırda bilim ve ekonomi alanlarındaki geri kalmışlıklarının önemli bir bölümünün ABD’nin müdahaleleri ve aşırı taleplerinin sonucu olduğunu tecrübe yoluyla anlamış bulunuyor.

ABD, nükleer programından endişe duyduğu iddiasıyla, İran’a yönelik ağır yaptırımlar uygulayarak, defalarca İran’ı askeri seçenek kullanmakla tehdit etmiştir.

Uzun yıllar boyunca, İran halkını pes ettirmeyi hayal eden Amerika, ancak bugün ne yaptırımlar ve ne askeri seçeneğin İran halkını pes ettirecek şeyler olmadığını iyi bilmektedir. Ancak bunun ABD’nin İran halkına yönelik husumet ve düşmanlığının son bulduğu anlamına gelmemektedir.

ABD yönetimi muhtelif bahanelerle İran’a karşı hasmane girişimlerde bulunmuş ve bu düşmanlık eski bir yaraya dönüşmüştür.

ABD, İran’a yönelik farklı seçeneklere şimdiye kadar başvurarak, İran’ın ekonomi ve bilim alanında ilerlemesini engellemeye çalışmıştır. Bu çerçevede ABD’nin kullandığı bir yöntem ise kültür yoluyla İran’a sızmak ve bilim ve ekonomide büyüme ve ilerlemesini engellemeyi gündemine almış bulunuyor.

Bu planlanmış hareketin, düşmanı tanımak için basiret sahibi olma zarureti gibi açık bir mesajı vardır. ABD’nin girişimleri, İran halkı açısından, ABD’li yetkililerin emperyalist kimliğini tespit etmek noktasında bir sınav niteliğindedir. Bu girişimlere, ABD’li yetkililerin ahlak ve maneviyattan uzak hareketlerini de eklemek gerekiyor.

İslam İnkılabı Rehberi’nin ifade ettiği gibi, ABD’de seçim kampanyalarında iki aday arasında gündeme getirilen konular, ABD’deki güç sahiplerinin iman ve maneviyattan yoksun olduğunu gösteren en bariz örnektir.

Belki bazıları, ABD’nin izlediği bu tavrın bir gün sona ereceğini düşünebilir, ancak ABD’nin sultacı girişimlerine son vermek niyetinde olduğunu gösteren hiçbir açık kanıt ortada yoktur.

İmam Hamenei’nin beyan ettiği gibi, insanlığın bugünkü sorun ve sıkıntıları ve materyalist düşüncelerin girdikleri çıkmazlar, dünyayı insanlık ve uluslararası meseleler hakkında yeni söze muhtaç kılmıştır.

0
Would love your thoughts, please comment.x