Şehit Sadr, bu kitapta yer alan bilgiler zaman ve mekân kavramı arasında sıkışıp kalmamış aksine her asırda pratiğe geçirilebilecek türdendir…
Kur’ân ve Hadis Fakültesi Öğretim Üyelerinden Hüccet’ül İslam Ahmet Gulamali ile yapılan söyleşi;
“İslam İnkılâbı Rehberi’nin insanlara özellikle de gençlere yaptığı tavsiyelerden biri, Sahife’i Seccadiye’de yer alan dualarla munis olmalarıdır. Bundan bir kaç yıl önce İran’ın Büyükelçileri ve yurt dışındaki temsilcilerinin katıldığı bir toplantıda Ayetullah Hamanei, Sahife-i Seccadiye’nin beşinci duasına işaret ederek ‘Siz azizlere Sahife’i Seccadiye’ye önem vermeyi tavsiye deriyorum. Özellikle beşinci duayı tekrar tekrar okuyun. Bu dua hepimize hitap ediyor. Sadece beşinci dua değil Sahife’i Seccadiye’nin tüm duaları aynı özelliktedir. Ama beşinci dua bize ölümü hatırlatan, bizi hata ve günahlardan alıkoyan, Allah’ın azamet ve yüceliğini anlatan, Peygamberden ve ilahi yardımlardan söz eden bir muhtevaya sahiptir. Bunların hepsi bizim için öncül adımlardır. Her alanda bizlere manevi bir güç kazandıran hatırlatmalardır. İster bireysel psikolojik çalkantılarda ister toplumsal sorunlarda bizlere yol gösterecek minvaldedir.
-İslam İnkılâbı Rehberi’nin birçok kez farklı zaman ve mekânlarda Sahife’i Seccadiye’ye önem verilmesi konusunda söylemleri olmuştur. Size göre Ayetullah Hamanei’nin bu konunda bu denli ısrar etmesinin sebebi ne olabilir?
-Bu soruya farklı şekillerde cevap verilebilir. Öncelikle; Ehlibeyt’e ait dualarda, sahte yardımcılara yer yoktur. Şöyle ki; hadislerde her ne kadar sayısı az olsa da ‘uydurulmuşluk’ ihtimali vardır. Ancak Ehlibeyt imamlarına nispet verilen dualarda bu ihtimal yoktur. Duaların içeriği kendini kolaylıkla ele verir. Bu nedenle dualarda ‘uydurulmuşluk’ ihtimali yok denecek kadar az olduğundan, duanın sahihliği daha fazladır.
İkinci olarak; Sahife’i Seccadiye, sadece bir dua kitabı değil. Merhum Muzafferi ‘El Delilu Ela Muzuat’us Sahife’ adlı kitabında Sahife’i Seccadiye’nin inanç, ahlak, siyaset, ekonomi, kültür, idarecilik vb. benzeri birçok konuyu ele aldığını söylemiştir.
Son olarak; Şehit Sadr’ın Sahife’i Seccadiye hakkında güzel bir tabiri vardır. Şehit Sadr, bu kitapta yer alan bilgilerin zaman ve mekân kavramı arasında sıkışıp kalmadığını aksine her asırda ve her şartta pratiğe geçirilebilecek türden olduğunu söyler. Bunun kendisi Sahife’i Seccadiye’nin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya yeter.
Sahife’i Seccadiye bugüne kadar İngilizce, Almanca, Fransızca gibi birçok dile tercüme edilmiştir. Arap diline aşina olanlar Sahife’i Seccadiye’nin manevi sofrasının başına oturduktan sonra kendilerini bu kitabın manevi ırmağının akışına bırakmıştır. Örneğin; İbn Arabî ve Mevlana gibi isimlerin eserlerini İngilizceye kazandıran New York Devlet Üniversitesi’nde, Karşılaştırmalı Araştırmalar Bölümü profesörü William Chittick ve yine Alman İranolog ve İslami Tasavvuf araştırmacısı Annemarie Schimmel bu isimlerden sadece ikisidir.
Sahife’i Seccadiye, kitap haline getirilip basıldığı ilk günden itibaren İslam âlimlerinin ilgisini çeken bir kitaptır. Örneğin Şehidi Evvel (Muhammed b. Mekki Amuli), Şehidi Sani (Şeyh Zeynuddin b. Ali b. Ahmet) ve Allame Meclisi, Sahife’i Seccadiye’ye çok önem veriyordu. Tarihte Şeyh Bahaî, Şehid, Evvel, Şehidi Sani, Allame Meclisi’nin babası gibi önemli İslam âlimleri çok az kitabın üzerinde bu kadar yoğunlaşmıştır. Onlarca İslam âlimi Sahife’i Seccadiye’yi ilk cümlesinden son noktasına kadar kendi el yazısıyla kaleme almıştır.
Aydın kesim olarak tabir edilen zümreden bazıları bile Sahife’i Seccadiye ile tanıştıktan sonra ondan uzak duramamıştır. Doktor Şeriati ‘Niyayiş’ kitabının sonlarında ‘İbadet eden en güzel ruh; İmam Seccad’ bölümünde Sahife’i Seccadiye hakkında çok güzel sözler kaleme almıştır. Doktor Şeriati ‘Ben, Alexis Karl’ın kitaplarını tercüme ederken, Karl’ın söz ettiği konuların bizim dualarımızda da olduğunu fark ettim. Sahife’i Seccadiye’yi inceleyince aşk, mücadele ve şeffaflık gördüm.’ Hatta Dr. Şerati, kitabında Sahife’i Seccadiye’nin ilk duasını güzel bir şekilde şerh etmiştir.
Bu hakirde Hac ve Umre ziyaretine gittiğim dönemlerde Sahife’i Seccadiye’yi de beraberimde götürüyordum. Yanımızda oturan Araplar, kitaptaki duaları duyunca mest olmuş gibi bakıyorlardı. Hatta birçok defasında kendilerine Sahife’i Seccadiye hediye ettik. Kısacası Sahife’i Seccadiye’nin insanları meftun etmesinin sebebi, İlahi maarifler alanındaki ender kitaplardan biri olmasıdır.
Geçen yıl Nime-i Şaban’da (15 Şaban) ‘Hz. Mehdi Ansiklopedisi’ adlı kitabın basılması münasebetiyle Ayetullah Hamanei’yi Tahran’da ziyaret etme şerefine nail olduk. Ayetullah Hamanei ‘Dar’ul Hadis’ yayın evine ait kitapları inceliyordu. Üniversitelere ait standa varınca Nehcul Belaga hakkında yazılan tezleri incelemeye başladı. O esnada bize dönerek ‘Neden okullarınızda Sahife’i Seccadiye ile ilgili bir bölümünüz yok? Neden Sahife’i Seccadiye hakkında daha detaylı incelemeler yapılmıyor?’diye sordu.
-Gençlerin Sahife’i Seccadiye’ye yönelmesi Ayetullah Hamanei’nin üzerinde sıklıkla durduğu konulardan biri. Sizce Sahife’i Seccadiye, gençler açısından nasıl bir özelliklere sahip?
Ayetullah Hamanei’nin her fırsatta bu konuya vurgu yapmasının birkaç nedeni olabilir. İlki; gençlerin zihni kabiliyeti daha çoktur. Gördükleri, okudukları şeyleri çabuk kabul eder. İkincisi; gençler Sahife’i Seccadiye’den sağlam deliller elde edebilir. Delille konuşmak isteyen ve muhatabına doğruları tüm çıplaklığıyla aktarmak isteyen gençler bu kitaptan her türlü bilgiyi elde edebilir. Üçüncüsü; kitabın dilidir. Sahife’i Seccadiye, huzur veren, okuyanın kalbini okşayan hatta hayran bırakan bir dile sahiptir.
-Ayetullah Hamanei’nin özellikle Sahife’i Seccadiye’nin beşinci duasının mükerrer olarak okunmasını tavsiye ediyor. Beşinci duanın içeriği nedir?
Beşinci duanın ana teması ‘Li Nefsihi ve Ehli Vilayetihi’dir. Yani; dua imamın hem imamın kendisi için hem de velayetini (imametini) kabul edenler içindir. Bu dua, İmam Seccad’a âşık olan herkes içindir. Sadece İmam Seccad’a (a.s) değil, İmam Hüseyin ve Hz. Ebulfazl’a gönül bağlayanlar içindir. Bu nedenle duanın kendisi ‘bir aşığın dilinden dökülenlerdir’.
Kerbela’yı görme şerefine nail olanlar, Hz. Hüseyin’in (a.s) kendisi için ne istediğini bilir. Bu nedenle insan ‘Allah’ım! Hz. Hüseyin (a.s) kendisi için ne istediyse bende istiyorum’ demeye başlar. Aslında İmam Seccad (a.s) bu duada, ‘Ben bunları hem kendim için hem de bana ve velayetime bağlı olanlar için istiyorum’ diye dua etmektedir. Bu nedenle beşinci duanın özelliklerinden biri, insanda içsel bir kuvve yaratmasıdır. Yani bu asırda yaşayan bir insanın istek ve talepleri bundan asırlar önce yaşayan İmam Seccad’la aynıdır. İmam, ‘Ben Allah’tan kendim için istediğim her şeyi her biriniz için tek tek istiyorum. Bunun için kendi makamınızı alçaltmayın’ demek istiyor. Böylesi bir maneviyata sahip olan insan, İmam Seccad’la aynı şeyleri istediğinden, başka şeylere meyletmez. Bu değerleri ne pahasına olursa olsun korumayı kendine vazife kabul eder.
Burada şöyle bir soru akla gelebilir; İnsanın dünyada mustarip olmasının ve endişelere kapılmasının sebebi nedir? Galiba bu endişelerin bazılarının kaynağı, zamanın getirdiği zorluklardır. Eşimizi veya çocuğumuzu nasıl yetiştirmeliyiz? Aile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? Bu endişelerin bir diğer nedeni; ekonomik sıkıntılardır. Ya da insanın yaşadığı ‘yalnızlık hissi’dir. İnsan bazen yaptığı işin beğenilmemesi ve kıymetinin bilinmemesi halinde hüsran yaşayabilir. Kendini yalnız ve dışlanmış hissedebilir. Endişelerin bir diğer sebebi ise; düşmanın hile ve komplolarıdır. Bazıları kabul etse de etmese de ABD, İsrail hatta Suudi Arabistan, her ne kadar zahiren dost görünseler de Müslümanlar için hile ve komplo merkezidir.
İmam Seccad, bu endişelerin hepsi için bir çıkış yolu göstermektedir. Bu sorunların ‘asli kilidi’ Nehcul Belaga’nın 193. hutbesinde de zikredilmiştir. İmam Seccad (a.s), bu formülü beşinci duada olduğu gibi pratiğe dökmüştür. Yüce yaratıcının azamet ve yüceliğini en güzel şekilde beyan etmiştir. Sonra ilahi sıfatları tanıtmaya başlıyor. İmam Seccad (a.s) bu yolla bizleri İlahi azametle tanıştırıp, günahlardan arınmamıza vesile oluyor.
Duanın ilk başında İmam Seccad (a.s), ölümün (yok olmanın) eşiğinde olan bizleri ilahi sıfatlarla ihya etmeyi amaçlıyor ve şöyle buyuruyor ‘ Ey azametinin şaşılacak harikaları bitmek bilmeyen (Allah) Muhammed ve Ehlibeyt’ine salât eyle ve bizi azametin hakkında eğrilip sapmaktan koru.’ Ne kadar latif bir söz! Yani ‘ben, bu dağlarda, denizlerde, sayısız yıldızlar ve insan aklında Allah’ın azametini görüyorum’. Sonrasında şöyle devam ediyor, ‘bizi azametin hakkında eğrilip sapmaktan koru.’ Duanın orijinalinden geçen ‘ilhad’ kelimesi akli eğilme ve sapma manasındadır. Yani; eğer senin azametin hakkında eğriliğe sapmak istemiyorsam, yücelik ve azametini her an aklımda tutmalıyım (hatırlamalıyım). Bu nedenle İlahi azamet ve yüceliği unutmayan kimse, sapmalardan uzak olur. İster istemez cenneti ve ilahi nimetleri müşahede etmeye başlar.
Duanın dördüncü satırında şöyle buyruluyor, ‘Ey gözlerin görmekten aciz olduğu (Allah)! Muhammed ve Ehlibeyt’ine salât eyle ve bizi kurbuna (yakınlığına) yakınlaştır’. Bu cümlede ilk bakışta tenakuz (çelişki) varmış gibi geliyor insana. Çünkü insan direk ve sürekli olarak güneşe bakamaz. Öyleyse bizler nasıl Allah’a yakınlaşabiliriz? İmamın kastı, ‘Allah’ım kendini bize yakınlaştır’dır. İnsan, içsel kuvvesi sayesinde öyle yerlere ulaşabilir ki güneşe bakamasa bile, güneş gibi aydınlatıcı ve hayat bahşedici olabilir.
Sahife’i Seccadiye’nin Beşinci Duası:
Kendisi ve Velayetine İnanan Dostları Hakkındaki Duası
“Ey azametinin şaşılacak harikaları bitmek bilmeyen (yüce Allah), Muhammed ve âline salât eyle ve bizi azametin hakkında eğriliğe sapmaktan koru.
Ey saltanatının süresi sona ermeyen (yüce Allah), Muhammed ve âline salât eyle ve boyunlarımızı ceza ve ukubetinden azat et.
Ey rahmetinin hazineleri tükenmeyen (yüce Allah), Muhammed ve âline salât eyle ve rahmetinden bizim için de bir pay ayır.
Ey gözlerin görmekten aciz olduğu (yüce Allah), Muhammed ve âline salât eyle ve bizi kurbuna (yakınlığına) yaklaştır.
Ey mertebesi yanında diğer bütün mertebeler küçük kalan (yüce Allah), Muhammed ve âline salât eyle ve bizi katında değerli kıl.
Ey haberlerin iç yüzü indinde aşikâr olan (yüce Allah), Muhammed ve âline salât eyle ve bizi yanında rüsva etme.
Allah’ım, bağışınla, bizi bağışta bulunanların bağışlarından müstağni kıl; ilişkilerini keserek bizi yalnızlığa itenlere karşı ihsan ve ikramınla bizi koru ki, senin bağışınla başka hiçbir kimseye rağbet etmeyelim ve senin lütuf ve fazlınla hiçbir kimsenin uzaklaşmasıyla yalnızlığa itilmeyelim.
Allah’ım, Muhammed ve âline salât eyle ve bizim aleyhimize değil, lehimize plan düzenle; zararımıza değil, yararımıza tuzak kur; bizi muzaffer kıl, bize karşı (kimseyi) zafere ulaştırma.
Allah’ım, Muhammed ve âline salât eyle ve bizi kendin koru; bizi kendinle koru; bizi kendine doğru hidayet et; bizi kendinden uzaklaştırma. Çünkü senin koruduğun daima esenlik içinde olur; hidayet ettiğin bilir; kendine yakınlaştırdığın büyük bir kazanç elde eder.
Allah’ım, Muhammed ve âline salât eyle ve bizi zamanın acımasız felaketlerine, şeytanın kötü tuzaklarına, sultanın acı saldırısına karşı koru.
Allah’ım, yetinenler senin gücünün fazlıyla yetinirler; o halde Muhammed ve âline salât eyle ve bize yet.
Bağışta bulunanlar, senin bağışının fazlasıyla bağışta bulunurlar; o halde Muhammed ve âline salât eyle ve bize bağışta bulun. Hidayet bulanlar, senin yüzünün nuruyla hidayet bulurlar; o halde Muhammed ve âline salât eyle ve bizi (doğru yoluna) hidayet et.
Allah’ım, sen kime yardım ettiysen, artık kimse onu zelil ve hor edemez; kime verdiysen, artık kimse ondan bir şey eksiltemez; kimi doğru yola hidayet ettiysen, artık kimse onu şaşırtamaz, saptıramaz. O halde Muhammed ve âline salât eyle ve izzetinle bizi kullarından (gelecek zararlardan) koru; yardımınla bizi senden başkasından müstağni kıl; yol göstermenle bizi hak yolda yürüt.
Allah’ım, Muhammed ve âline salât eyle ve kalplerimizin selametini azametini anmakta, bedenlerimizin rahatını nimetlerine şükretmekte karar kıl ve dillerimizi minnetlerini anlatmak için aç.
Allah’ım, Muhammed ve âline salât eyle ve bizi sana doğru çağıran davetçilerden; sana doğru kılavuzluk eden hidayetçilerden et; katında özel bir yeri olan kullarından kıl. Ey merhametlilerin en merhametlisi!
Ehlader Haber