Her toplumda, şehir ve ülkede görmekte olduğunuz beşeriyet, bir değerlendirmeye göre ikiye ayrılır. Bir kısım insan akıl, fikir, bilinç ve kararlılıkla iş yapar. Bunlar, bir yolu kabul eder, ona uyar ve peşinden giderler. Bu insanlara havâss, yani seçkinler denilmektedir. Diğer bir kısım insanlar ise hangi yolun doğru veya yanlış olduğunun anlamanın, ölçmenin, tahlil ve idrak etmenin peşinde değildir. Çoğunluğa göre hareket ederler. Bunlara da avâm, denilir. Buna göre, toplumu havâss ve avâm şeklinde iki kısımda değerlendirmemiz mümkündür.
Havâsslar kimlerdir? Bunlar özel bir sınıf mıdır? Hayır! Seçkinler dediğimiz bu insanların içerisinde, okumuş bilgili insanlar bulunduğu gibi bilgisiz insanlar da bulunmaktadır. Kimi zaman insan, okumuş bilgili biri değildir; ama havâss arasına girmiştir. Zira ne yaptığının bilincinde olup onu anlar, teşhis eder ve kararlılıkla uygular. Bu kişi eğitim almamış, medreseye gitmemiştir; diploması bulunmamaktadır ve âlim de değildir. Ancak meseleyi anlamaktadır. Havâss dediğimiz insanlar iki fırkaya ayrılmaktadır: Hak cephesinin havâssı/seçkinleri ve bâtıl cephenin havâssı/seçkinleri. Seçkinler, bir işi yapar veya seçerken bu tercihlerini düşünerek ve tahlil ederek yapan kişilerdir. Anlar, karar verir ve amel ederler. Bunlar havâss, yani seçkinlerdir. Bunların dışında kalanlar ise avâmdır.
Avâm olanlar, ortama göre karar ve davranışlarını belirlerler. Teşhis kabiliyetleri bulunmamaktadır. İnsanlar bir şeye “yaşasın” dedikleri için onlar da aynı sloganı söylemek için “yaşasın” derler. Aynı şekilde başkaları “kahrolsun” dedikleri için “kahrolsun” derler. Ortamın durumuna göre sağa-sola giderler, sabit fikirli ve kararlı değildirler. Avâmın anlamı yüksek tahsil yapmamış kişi değildir. Birçok kimse, yüksek tahsil görmesine rağmen avâmdandır. Birçokları dinî tahsil yapmasına rağmen avâmdandır. Niceleri, fakir veya zengindir; ama yine de avâmdandır. Basiretsizce iş yapan kimse kesinlikle avâmdandır.
Feta Yayıncılık