ABD savaş bağımlısıdır, iktidarda Cumhuriyetçi ya da Demokratların olması durumu değiştirmez. Amerikan politikasındaki temel unsurlardan biri savaştır çünkü savaş diğerlerinden çok daha kârlı bir “iş”tir. Irak’ta Nisan 2004’te öldürülen 24 yaşındaki Amerikan askeri Casey’in annesi Cindy Sheehan’ın dediği gibi “ABD’de tek bir parti vardır: Savaş Partisi!”
Crescent.icit.digital.org
Birkaç istisnayı dışta tutarsak Amerikalılar yeryüzünün sadece en ahmak değil aynı zamanda en paranoyak insanlarıdır. Donald Trump gibi birinin dünyadaki en güçlü başkanlık ofisini işgal etmesi başka nasıl açıklanabilir? Kendisi sağlam bir dahi olduğunda ısrar etse de Trump tescilli bir morondur!
Politik embesillikleri dışında ABD dünyadaki en büyük askeri bütçeye de sahip. Doğrudan ordu için harcanan 716 milyar dolar ile istihbarat ve diğer bağlantılı teşkilatlar için harcanan 300 milyar dolar ile yıllık bir trilyon dolarlık bütçeleri Amerikalıları yine de daha güvenli hissettirmeye yetmemiş gözüküyor. Düşman listeleri de uzun: terörizm -zamanın test ettiği öcü- şimdilerde yerini Çin, Rusya, Kuzey Kore, İran ve Suriye’den ve hatta hayvanlar gibi kafeslere tıkılan Meksikalı bebeklerden gelen sözde tehditlere bırakıyor.
Amerika’nın askeri bütçesi, arkasından gelen dokuz ülkenin toplamından daha fazla. Çin’in yıllık askeri harcaması 225 milyar dolarla Amerika’nın üçte birinden daha az. Rusya’nınki ise sadece 65 milyar. Öyleyse Amerika bu kadar neden korkuyor, ya da bu korkusu gerçek mi? Nükleer bombalar dahil bunca silaha harcanan bu muazzam paraların arkasında başka hangi faktörler var? Trump Amerika’nın nükleer cephaneliğinin modernizasyonu için 1 trilyon dolarlık bir program ilan etti.
Gerçek şu ki bu kadar çok silahın olursa bunları kullanmak zorunda kalırsın ve bu nedenle de sonu gelmez savaşlara ihtiyaç duyarsın. Bu durum da savaşları meşrulaştırabilmek için hayali ya da gerçek düşmanların yaratılmasını gerektirir. ABD savaş bağımlısıdır, iktidarda Cumhuriyetçi ya da Demokratların olması durumu değiştirmez. Amerikan politikasındaki temel unsurlardan biri savaştır çünkü savaş diğerlerinden çok daha kârlı bir “iş”tir. Irak’ta Nisan 2004’te öldürülen 24 yaşındaki Amerikan askeri Casey’in annesi Cindy Sheehan’ın dediği gibi “ABD’de tek bir parti vardır: Savaş Partisi!”
Askeri, endüstriyel ve finansal çıkarların çakıştığı bir bağlantı noktası var. Kendisi de asker kökenli olup sonrasında başkan olan Dwight Eisenhower 1960’da başkanlık ofisini bırakmadan önce bu konuda uyarıda bulunmuştu. Amerika o günden bu yana derin devleti yöneten daha acımasız bir grup haydut ve kitle katliamcısı tarafından teslim alınmış durumda.
ABD politikalarında egemen olan başka bir zehirli ittifak daha var: Talmutçu Siyonistler ile Evanjelik Hristiyanlar. İçerde kurumsallaşan şeye ırkçılık dersek bunun dışardaki normu saldırı savaşlarıdır. Amerikan silahlı kuvvetlerinde yer alan 2.093 milyon asker (1.281 milyonu nizami ve 801.200’ü rezerv olmak üzere) dünyanın dört yanındaki 900 askeri üsse dağılmış durumda. Bir o kadar insan da (2.3 milyon) dünyanın en kalabalık mahkum nüfusu olarak kafesler ardında yaşıyor. Yoksullar ve ihtiyaç sahipleri için yapılan evlerden çok daha hızlı bir artış oranıyla yeni hapishaneler kuruluyor.
17 trilyon dolarla dünyanın en büyük gayrisafi yurtiçi hasılasına sahip olan ABD’de aynı zamanda 50 milyon insan yoksulluk içerisinde yaşıyor ve 20 trilyonluk borcu da tırmanarak artıyor.
Amerika bir imparatorluktur, fakat solan bir imparatorluk. Silahlara harcadığı muazzam paralar kendisine emniyet ve güvenlik getirmeyecek. Zalimce davranışlarını değiştirirse belki getirir.
Çeviri: Medya Şafak