Şehid Üstad Murtaza Mutahhari’yi şehadetinin yıl dönümünde rahmetle anıyoruz…
Şehid Murtaza Mutahharî, İran çağdaş tarihinin en değerle ve parlak çehrelerinden biriydi. Mutahhari, hayatını, İslamî ilim, marifet, felsefe, irfan ve kültürü ihya ve tebliğe adadı. Murtaza Mutahharî, talebeliği, eğitimi, hocalığı döneminde ve de topluma telif eserleri kazandırdığı sırada en verimli ve gözde hizmetler yaptı. Şehit Mutahharî, toplumu derinlemesine tanıyan, zaman ve mekan şartlarına aşina olan, toplumun geçirdiği tereddütleri ve karşılaştığı belirsizlikleri iyice tespit edip, değerlendiren bir alim ve bilgindi.
Mutahharî, İslam ve dinle ilgili sorulara ve şüphelere en mantıklı ve ilmi cevablar arayıp buldu. Yaptığı konuşmalar, verdiği vaazlar en zengin ve köklü fikri ve felsefi mahiyet taşıyor. Nitekim, Mutahhari’nin, çalışmaları çağdaş neslin ihtiyaçlarını ve sorularını karşılayabilmektedir.
Göze alim ve öğretim üyesi şehid Murtaza Mutahharî, ilmi çalışmalarını öz ve asil İslam kaynaklarından ilham alarak sürdürüyordu. Bu yüzden ilmi güvenilirliği olmayan, hurafi, boş inançlar ve kaynaklar kullanmaktan sakınırdı. Ayetullah Mutahharî, büyük hocası ve üstadı İmam Humeynî’den, katıksız ve duru islamı tespit edip, anlatma yolunu öğrenmişti.
Mutahharî’nin inancına göre; Eğer, halis ve duru İslam, topluma anlatılırsa, onun güzellikleri açığa çıkar. Pak kalbler, islamın açık mantığı ve öğretilerini özümseyip, saadet ve felaha ulaşır. Mutahharî, Fikri sapıklık, tahrifat ve israilîyatı bertaraf edip, islamın parlak hakikatını gözler önüne serip, İran ve İslamın dünyasında seçkin ve yenilikçi bir düşünür ve filozof olarak tanındı.
Şehid üstad Mutahharî’nin kalıcılığının sırrı, onun ilmi, felsefi ve dini birikimlerinden değil, yüksek kişiliği, hayat tarzı ve fikri cazibesi, aydın görüşlüğüdür. Mutahharî, Allah’ın zikriyle bütünleşmiş biridir. Gece ibadetleri, duaları, güzel huy ve ahlakı sade hayat tarzı, zühd ve takvası halkçı yönelişi, onun kelime ve düşüncelerine ruh kazandırıp, daha bir anlamlandırıyordu.
Bu bilge ve muttakî şahsiyetin şehadetinin yıldönümünü yaşıyoruz. Şimdi, akla gelen soru şudur ki; Acaba, üstad Mutahharî’nin söz ve düşünceleri henüz, islami düşünce ve değerleri izah etmede işe yarayabilir mi?
Bu konuda, İran İslam cumhuriyeti, Milli güvenlik sekreteri Dr.Ali Laricanî diyor ki; “Üstad Mutaharrî, özel bir ifade biçimi ve dile sahibti. Felsefi alandaki konular, özellikle adalet, hürriyet, insanın ihtiyar ve iradesi gibi meselelerle ilgili, Mutahhari’nin görüş ve istidlalı yeni görüş ve teorileri yansıtıyor. Mutahharî, Hobbs, Johnlace ve Jan Jak Rossun gibi batılı filozoflarla eski Müslüman ve doğulu filozoflarla eski, Müslüman ve doğulu filozofların düşünce ve görüşlerini tekrarlamıyor. Örneğin, Bertran Rossele, ahlak felsefesini tanımladığında, insanın dünya hayatından daha fazla zevk almasına vurgu yaptığı görülüyor.
Rossele, bunun dışında başka bir diyeceği yoktur. Nitekim. O insan hayatı ve özgürlüğünü bir sınırlama getirdiğinde, bundan sadece beşeri hayatla insan ekseninde her hangi bir zarar verilmemesini öngörüyor. Rossele’nin mantığına göre; İnsan, sadece kendi kendini eksen kabul etmesidir. Fakat, Şehid Mutahharî, hakikati arayan mücadeleci bir düşünürdür. Mutahharî’nin telif eserleri ve konuşmaları da, insanın hakikatle tanışmak ve hakikati özümsemek için dünyaya geldiğini ispatlamaya yöneliktir. Doğal olarak bu hakikatin bir boyutu, felsefe, sanat ve fıkıh, diğer boyutu da yeni ilim ve modern teknolojidir. Mutahharî’nin eserlerinde, liberalizm, Marksizm, kadın ve insan hakları gündeme gelmiştir. Bu yaklaşım, Mutahharî’nin, hakikati arama ruhunu yansıtıyor.”
Dr. Laricanî ayrıca, şunları kaydediyor.” Mutahharî’nin bu üstün özelliklerine pek az kimsede rastlanabilir. Ayetullah Mutahharî, güçlü bir akıl ve mantık gücüne sahib olduğu gibi islamla çağdaş ilim ve teorilerle aşina biriydi. Bu zengin bileşke, yeni araştırmalar ve fikir üretmelere sebep oldu ve toplumun fikri ve teori üretme gücüne yeni boyutlar kazandırdı. Nitekim, şehid Mutahharî, beşeri hayata yeni aydınlık yolu öneren, dindan bir aydına dönüştü.”
Şehid Mutahharî’nin oğlu Dr. Ali Mutahharî’de şehit Mutahharî’nin kişiliği ve eserlerini canlandırma gereği hakkında şunları kaydediyor.” Ayetullah Mutahhari’nin eserlerinde bir nevi itidal ve güçlü mantık göze çarpıyor. Mutahharî, İslam’a yâkîn etmiş biriydi ve ilkeli bir tutum izlerdi. Şehid Mutahhari’nin Fikir ve çalışma ürünü, bir kıstas ve kılavuz sayır. Çünkü, Ayetullah Mutahharî, köklü ve düzenli bir şekilde eğitim görüp, islami maarif öğrenip, bellemişti. Nitekim, 13 yaşında, ilmiyi havzasında talebe olarak eğitim görüş, Ayetullah Burucerdi, İmam Humeyni, Allame Muhammed Hüseyin Tabatabaî gibi alim ve Filozof ve fakihlerden dersler aldı. Araştırmacı biri olarak çalışmalarını sürdürdü. Ve, üniversite ve modern ilim merkezlerinde hocalık yaptı. Böylece çok boyutlu aydın, dahi ve gerçek bir İslam alimine dönüştü. Mutahharî, aydın ve sağlam düşünce yapısıyla dini, felsefi ve teorik analizler alanında yetkin ve etkin bir alim ve bilgine dönüştü. İslam inkılabı öncesi birçok hurafe, israiliyat ve sapık düşünceleri etkisiz hale getirdiği gibi günümüzsde de Mutahhari’nin eserleri büyük bir alıcı bulmaktadır.”
Allame Şehid Murtaza Mutahharî’nin kitabları, Türkçe’nin yanı sıra, dünya diline tercüme edilmiştir. Muhtelif dillere yapılan bu tercümelerle bir çok düşünür ve bilgin, bu büyük filozofun düşüncelerini özümsemiştir. Şehid Mutahharî’nin, İslamiî öğreti ve ilkeleri yeniden keşf edip, tanımlaması gençliği aydınlatıp onları, kofluk ve boşluk girdabından kurtarmıştır. Nitekim, Azerbaycan cumhuriyeti, Hazar Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Naylan Süleymanî diyor ki; “ Mutahharî, Allah’tan, fani biriydi. Bütün eserlerinde Allah’ı arıyordu. Allah’ın insanı hür iradeyle yarattığına, insanlar arası ihtilafa kaynaklık eden unsurun, ahlaki yoksulluk ve zaaftan ibaret olduğuna inanıyordu. Nitekim, Ahlakî çöküşten dolayı insanlar bir birbirinin hakkını ihlal edip, ayaklar altına alıyor. Bu nedenle, Mutahharî’nin düşünceleri, beşeri toplumun temel ihtiyaçlarını karşılayacak güçtedir. “
Hindistanlı düşünür ve araştırmacı Fiyruz Duan Vala, Mutahharî’nin ufuk geniş bir düşünür olduğunu, insanları maneviyata çağırdığını, maneviyatla ilmin bütünleşmesiyle beşeri toplumun fikri ve ilmi olgunluğa ulaşacağına inandığını kaydedip, şunları söylüyor. “ Şehid Mutahharî’nin bu aydın görüşlü özelliği, onun hayatının parlak noktalarından biridir. Mutahharî’nin söz ve eserhleri hayata özel bir canlılık ve anlam kazandırıyor.”
Şehid Mutahharî’nin Türkçe’ye de kazandırılan eserlerinden bazıları şunlardır. Kadın, Örtü ( hicab), İslam inkılabı, Meteryalizm ve İslam, İnsan-ı Kamil , Felsefe Dersleri, İslam’ın iktisadi yapısı, Nehcül Belaga üzerine
Şehid Mutahhari’nin Biyografisi
1920 yılının Şubat ayında Horasan eyaletine bağlı Feriman kasabasında dindar bir ailede dünyaya geldi. Çocukluk yıllarını mektepte okuyarak geçiren Mutahhari, 12 yaşında iken, Meşhed dinî ilimler medresesinde İslâmî bilimler alanında öğrenim görmeye başladı. 1938 yılında, dönemin İran şahı, Rıza Şah’ın mollalara karşı verdiği sert mücadeleye rağmen dinî derslere devam etmek amacıyla Kum kentine yerleşti.
Burada, dönemin ünlü alimlerinden Ayetullahi’l-Uzma Şeyh Abdulkerim Hairî’nin vefatından sonra yerine geçen üç büyük alim yani, Seyyid Muhammed Huccet, Seyyid Sadruddin Sadr ve Seyyid Muhammed Takî Hansarî’nin yanında okumaya başladı.
15 yıl süren Kum’daki hayatı süresince, fıkıh ve usul derslerini rahmetli İmam Humeynî ve Ayetullah Burucerdî’nin yanında, Molla Sadra felsefesi, ahlak ve usul, ilahiyat, İbni Sina’nın Şifa’sı ve daha bir çok dersleri Ayetullah Seyyid Muhammed Hüseyin Tabâtabâî’nin yanında okudu. Ayrıca bu süre zarfında irfan derslerini Ayetullah Mirza Ali Ağa Şîrazî’den aldı. Kum’da bulunduğu sürece öğrenimin yanı sıra, sosyal ve siyasal sahalarda da faal bir şekilde bulunuyordu. Bunlardan bir tanesi, İslâmın Fedaileri teşkilatıyla irtibatta olmasıydı.
1952 yılında Tahran’a yerleşen Ayetullah Mutahharî, Mervî medresesinde araştırmaya başladı. 1955 yılında, “Öğrenciler İslâmî Cemiyetinde” ilk tefsir toplantısını düzenledi. Aynı yıl Tahran Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde öğretim üyesi olarak görev aldı. 1959 yılında Müslüman Tabipler Cemiyetine konuşmacı olarak davet edildi ve sürekli olarak bu işi devam ettirdi. Burada yaptığı ilmi konuşmalar daha sonra ondan geriye kalan önemli konular haline geldi.
1962 yılından itibaren İmam Humeynî’nin en faal yaranlarından oldu. Öyleki 15 Hordad ayaklanmasının asıl organizatörlerinden birisiydi. Haziran 1963’de rejim aleyhine yaptığı bir konuşma sonucu tutuklanarak hapse atıldı ancak kısa süre sonra serbest bırakıldı.
İmam Humeynî’nin sürgüne gönderilmesiyle birlikte Şehit Mutahharî ve fikir arkadaşlarının görevi daha da ağırlaştı. O, bu dönemde toplumun ihtiyacı olan konularla ilgili kitaplar yazmaya ve çeşitli toplantılarda uyarıcı konuşmalar yapmaya başladı. İslâmî harekete kendini adayan Mutahharî, hareketin İslâmîleştirilmesi yönünde çok büyük ideolojik mücadele verdi. 1967 yılında “Hüseyniye-yi İrşâd”ı kurdu. Bir süre sonra Filistin’lilere yardım kampanyası başlatarak İsrail aleyhine sert bir konuşma yaptıktan sonra tutuklanarak hapse konuldu ve tek kişilik hücrede tutuldu. Herşeye rağmen mücadelesine devam eden Mutahharî 1974 yılında konuşma yapması yasaklandı ve bu yasak İslâm İnkılabı’nın zaferine kadar sürdü.
1976 yılında İmam Humeynî ile görüşmek niyetiyle Irak’a gitti ve devrimin önemli meseleleriyle ilgili istişarede bulundu. İran’a döndükten sonra İran halkını rejime karşı ayaklanmaya ve yürüyüşe davet etmeğe devam eden Mutahharî, İmam’ın sürgünden İran’a dönüşünde karşılama törenlerini organize etti. Devrimden sonra büyük sorumluluklar üslendi, ancak çok geçmeden devrimden bir yıl sonra,1980 yılı 2 Mayıs günü saat 22:20 sularında “Furkan” grubu tarafından suikasta uğradı ve başına isabet eden bir kurşunla şehit oldu.
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamenei “Ben, bütün din talebesi ve din adamlarının Şehid Mutahhari’nin bütün eserlerini en az bir kere okumalarını gerekli görüyorum. İslam dinini başkalarına anlatmak isteyenler mutlaka bu kitapları okusunlar” dedi.
2 Mayıs, çağdaş İslam tarihinin nutulmaz alim ve filozoflarından Şehid Murtaza Mutahhari’nin Şahdet gününe denk gelmektedir. Şehid Mutahhari eski Şahlık döneminde camilerde konuşmalar yapmanın yanında resmen öğretmenlik ve hocalık da yaptığı için ilim ehli arasında özel bir saygınlığa sahipti. Bu yüzden Şehid Murtaza Mutahhari’nin İslam dini başta olmak üzere dine olan bakış açısı ta o eski dönemden bilinmekteydi.
İslam İnkılabının zafere ermesi yolunda da büyük mücadele veren Murtaza Mutahhari, İnkılabın zafere ermesiyle büyük kitleleri etkileyebildiği düşman tarafından da bilindiği için İslam İnkılabının ilk yılında sabah namazına gitmekte olduğu böyle bir günde “Furkan” adıyla türeyen bir terör örgütüne mensup unsurlarca kalleşçe Şehid düşürüldü.
Bugün daha sonra, İslam Cumhuriyeti Kurucusu İmam Humeyni’nin-ks- girişimiyle “Öğretmenler Günü” olarak ilan edildi.
Biz de bugün Şehid Murtaza Mutahhari’yi büyük bir saygıyla anarak İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei’nin çeşitli münasebetlerde Şehid Mutahhari hakkında söylediklerinden kısa pasajlar takdim ediyoruz:
Şehid Mutahhari’nin eserlerini en az bir kere okuyun!
“Şehid Mutahhari’nin seyr-ü sluk ve manevi eğilimleri de vardı. Üzerinde bir mikatr rahmetli İmam Humeyni’nin talebesi olma, bir miktar Allame Tabatabi’nin yanında bulunup öğrencisi olma, bir miktar da daha sonralar tanışdığı ehl-i dil ve ehl-i irfasn alimlarle tanışmasının etkilerini taşıyordu. Ben kendisini yakından tanıyordum. Ben eğer Kum dini medresesinin ders programını yazcak olsaydım kuşkusuz deslerin biri Şehid Murtaza Mutahhari’nin kitapları olurdu. Ben, bütün din talebesi ve din adamlarının Şehid Mutahhari’nin bütün eserlerini en az bir kere okumalarını gerekli görüyorum. İslam dinini başkalarına anlatmak isteyenler mutlaka bu kitapları okusunlar.”
Mutahhari’nin eserleri, anısı gibi hep yaşıyor!
“O büyük insanın eserleri anısı gibi hep diri ve yaşamakta. Onun kitapları gerçekten ölümsüz. Hak söz ve hikmet kelaında tekrar olmaz. Bu yüzden onun anlatıkları hep tazedir ve insan her okuduğunda yeni bir şey keşf edebiliyor.”
Mutahhari’ye hep muhtacız!
“Biz Mutahhri’ye hep muhtacız. Ama bu Mutahhri üzerinde duracağız demek değildir. Bizin onun sağladığı ilerlemelerle bir başka İslami düşünce ve anlayış sahibi olacağız”
Bu önemli eserlerden bazıları şöyle:
Kur-an’la Tanışma
İslâmî Düşüncenin Canlandırılması
İslâm’da ve Batı Dünyasında Cinsel Ahlâk
İslâm ve Zamanın Gerekleri
Felsefe Usulü ve Realizmin Yöntemi
İmamet ve Liderlik
İnsan Hayatında Gaybî Yardımlar
İnsan-ı Kâmil
İnsan ve Kader
Yirmi Konu
Üstad’ın “Tesettür Meselesi” Kitabına Yapılan Tenkitlere Cevabı
Onbeş Konu
İslâm İnkılabı Hakkında
İslâm Cumhuriyeti Hakkında
İslâm’da Talim ve Terbiye
Tevhid
Hz.Ali’nin(a.s.) Çekiciliği ve İticiliği
Cihad
Hacc
Hak ve Batıl
Hikmetler ve Öğütler
Hüseyin(a.s.) Destanı 1-2
Hatemiyet
İslâm ve İran’ın Karşılıklı Hizmetleri
Doğruların öyküsü 1-2
On Konu
İmamların Yaşamlarına Bir Bakış
Sîre-yi Nebevîye bir bakış
Nechu’l-Belâğa’ya Bir Bakış
Manzûmenin Şerhi
Altı Makale
İlahî Adalet
Hâfız’ın İrfanı
Materyalizme Eğilim Nedenleri
Fıtrat
Ahlâk Felsefesi
Tarih Felsefesi 1-2
Mehdi’nin (a.s.) Kıyam ve İnkılabı
İslamî Bilimler Külliyatı 1-2-3
Tesettür Meselesi
Faiz Meselesi
Tanıma Meselesi
Felsefi Akımlar
İslâmî Dünya Görüşüne Bir Önsöz (İnsan ve İman)
İslâmî Dünya Görüşüne Bir Önsöz (Vahiy ve Nubüvvet)
İslâmî Dünya Görüşüne Bir Önsöz (Kur-an’da İnsan)
İslâmî Dünya Görüşüne Bir Önsöz (Toplum ve Tarih)
İslâmî Dünya Görüşüne Bir Önsöz (Ebedi Yaşam veya Uhrevi Hayat)
Nubüvvet
İslâm’da Kadın Hakları Düzeni
İslâmî İktisat Düzenine Bir Bakış
Marksizmin Tenkidi
Son Yüzyıldaki İslâmî Hareketlerin İncelenmesi
Üstad Mutaharrî’nin Anıları 1-7
islamivahdet.com