Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah şu ifadelerde bulundu: ‘Her şeyden önce, Mustafa Bedreddin’in şehadetinden dolayı baş sağlığı dilemeliyim. Bu komutanlardan bahsettiğimizde onların özel şartlarda yaşadığını belirtmeliyiz. Onlar, yaşadığı şartlardan dolayı isimlerini ve yüzlerini gizlemek zorundalardı. Özellikle özel askeri sorumlulukları olanlar olmak üzere, onlar Allah’ın ordusudur. Bu nedenle hacı falan diye bahsediyor ve daha sonra halkın onları tanıması ve onların arşta tanındığı gibi yeryüzünde de tanınması için isimlerini söylüyoruz.
Şehit Bedreddin bazı komutanlarla Suriye’ye gitmiştir ve ben bugün Seyyid Mustafa Bedreddin’in dahil olduğu siyasi argümanlardan biri hakkında konuşmayı vazifem olarak görüyorum. Bazıları şehit olan ve bazıları da hayatta olan kardeşlerimizle cihat eylemleri başladı ve ben güvenlik nedeniyle onların isimlerini söyleyemiyorum. Yüzleri ve isimleri gizli kalması gereken güvenlik ve askeri alanda faaliyet gösterenlerin isimleri bir gün altınla yazılmalıdır. Seyyid Mustafa Bedreddin bu kişilerden biridir ve hayatını bu yola adamıştır.
Genel olarak, insanların askeri bir kişiye dair algısı zor bir kişi olduğu yönündedir. Mü’min komutanlarda bu özellik, çelişkili kişiliğin yanındadır. Onlar düşman karşısında zor ve güçlü olarak dururken aynı zamanda da mü’min kardeşlerinin arasındadır. Mü’min, düşman karşısında sert ve kardeşleri arasında merhametli olmalıdır. Milletimizi yağmalamak isteyenlere karşı sert olunmalıdır ve bu özellik Mustafa Bedreddin’de vardı ve buna karşılık olarak ta merhametli ve nazikti. Bu bir çelişki değildir. İnancın yoğunluğu inancın merhametiyle birleşebilir.
Mustafa’nın, Hizbullah’ın cihat alanında önemli görevleri vardı ve 2000 yılından bugüne kadar önemli sorumluluklar kabul etti. Özellikle İmad Muğniye’nin şehadetinden sonra önemli dosyaların ya da cephelerin sorumluluğunu üstlendi. Bunlardan ilki, İsrail düşmanıyla savaş cephesiydi. Güvenlik boyutunda, gerçek bir çatışmaya girdi ve Filistinli grupları mücadele edebilmeleri için destekledi. Kardeşlerimiz, Amerika ile mücadele etmek için Iraklı grupların oluşmasında ve Amerika işgalinden IŞİD ile savaş sahnesine kadar gerçek bir rol oynadılar ve Mustafa Bedreddin bütün bu alanlardan zafer ve gururla çıktı. Seçim konusunda da bir kişinin çabasıyla başarılı olduk denilemeyeceği ve bunun toplu bir çaba olduğu gibi, burada da bir kişinin zaferinden bahsetmiyoruz. Bahsettiğimiz şey toplu bir grup çalışmasıdır.
Seyyid Mustafa, İsrail’in güvenlik ağlarıyla mücadeledeki komutanlığında, esirlerin ve tutukluların serbest bırakılmasında ve tekfirci örgütlerle güvenlik çatışmalarında başarılı oldu. Bedreddin, bomba yüklü araçlar gönderen ağları etkisiz hale getirdi ve Amerika’nın Irak’tan çıkışına neden olan Iraklıların zaferinde rol oynadı ve nihayetinde hayatını kaybettiği cephe olan Suriye cephesinde faaliyet gösterdi.
Onlar için ideal olan, İdlib’in mevcut durumu, orman kanunları, kan dökülmesi ve mülteci durumuna düşülmesidir. Mustafa Bedreddin doğruluğa inandı. Seyyid Mustafa’nın ve onun gibilerin varlığı, bu inancın gerçek nedenleri ve bu savaşın sonucuna ilişkin basirettir. Bugün sonuç zaferdir. Suriye ordusu bugün son savaşını el-Kadem ve el Hacer’ül Esved’de yapmakta ve Şam ve civarını, milyarlarca dolar harcanarak oluşturulan bu gruplardan tamamen temizlemek üzeredir ve biz şimdi, “ben zafere ulaşıncaya ve şehit olana kadar dönmeyeceğim” diyen Şehit Mustafa Bedreddin gibi birinin anma törenini düzenliyoruz. Ona şehadet ve zafer aynı anda nasip oldu. Gerçek zaferi Suriye ordusu ve müttefikleri yazmışlardır.’
Tasnimnews