Kızıldeniz’deki iki adanın Hicaz İşgalcisi Suud Rejimi’ne verilmesini öngören anlaşmayı onaylayan Mısır hükümeti anlaşmayı meclise gönderdi.

Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göre, Mısır hükümeti, Kızıldeniz’deki iki adanın Suudi Arabistan’a iadesine yeşil ışık yaktı. Mısır geçen Nisan’da Tiran ve Sanafir adalarını Suudi Arabistan’a iade edileceğini duyurmuştu.

Söz konusu anlaşma Mısır’da tepkiyle karşılanmış, adaların Suudi Arabistan’a devredilmesi kararına tepki gösteren protestocular başkent Kahire, İskenderiye, Şarkiyye ve Dimyat gibi şehirlerde ‘Toprak namustur’ sloganıyla protesto eylemleri düzenlemiş, gösterilerde 100’den fazla kişinin gözaltına alındığı bildirilmişti.

Haziran ayında Yüksek İdare Mahkemesi adaları Suudi Arabistan’a veren kararı feshetmiş, adalar üzerinde ise Mısır’ın toprak bütünlüğünden vazgeçilemeyeceğine hükmetmişti.

Mısır hükümeti ise Suudi Kralı Selman adına yapılacak köprü için Kızıldeniz’deki Tiran ve Sanafir adalarından feragat etmediğini, aksine adaların tarihsel olarak Suudi Arabistan’a ait olduğunu kanıtlamak amacıyla bir dizi belge yayınladı.

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz el Suud’un gerçekleştirdiği Kahire ziyareti sırasında açıkladığı ve ülkesiyle Mısır’ı Kızıldeniz üzerinden bağlayacak köprü projesi de gündemdeki yerini koruyor ve konuşulmaya devam ediyor. Zira Mısır’ın, 3 Temmuz’daki askeri darbenin ardından cumhurbaşkanı olan Abdulfettah El Sisi’ye destek veren Kral Selman’ın adını taşıyacak köprünün inşası için Kızıldeniz’deki Sanafir ve Tiran adalarından feragat etmesi gerektiği belirtiliyor.

Kahire ve Riyad ise eleştirilerin önüne geçmek ve tartışmaları sonlandırmak amacıyla söz konusu iki adanın Suudi Arabistan’a ait olduğu tezini kanıtlamak için kolları sıvadı.

Mısır, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil El Cubeyr’in ‘Sanafir ve Tiran adalarının ülkesine ait olduğunu ve Kral Faruk’tan bu yana tüm Mısır hükümetlerinin de bunu tanıdığı’na yönelik açıklamalarına belgeli destek verdi.

”SUUDİ ARABİSTAN-MISIR SINIRI ALTI YILLIK ARAŞTIRMANIN ARDINDAN ÇİZİLDİ”

Hükümete bağlı Enformasyon ve Kaakabe körfezi

arar Destekleme Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada, Suudi Arabistan ile Mısır arasında deniz sınırlarının yeniden çizilmesini öngören antlaşmanın, Mısır Deniz Sınırının Çizilmesi Ulusal Komitesi’nin altı yıl süren araştırmalarının ardından imzalandığı kaydedildi.

Sanafir ve Tiran adaları üzerinde Suudi Arabistan’ın hakkı olduğunu gösteren iki makale, bir BM haritası, bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, ABD’nin eski Kahire büyükelçisine ait bir telgraf ile Mısırlı ve Suudi Arabistanlı yetkililere ait dört telgraf ve resmi mektuba da yer verilen açıklamada şu ifadeler kullanılıyor: “1950 yılında iki ülke arasında yapılan antlaşmayla adalar Mısır yönetimine devredildi. Bunun ardında, İsrail karşısında Arapların askeri konumunu güçlendirme, Mısır’ın Sina ve Akabe Körfezi girişindeki savunma hatlarını takviye etme isteği yatıyordu. Özellikle de İsrailli çeteler, Mart 1949’da Ummu Er Reşraş (Elilat) Limanı’nı işgal etmiş ve buna müteakip Akabe Körfezi’nde varlık göstermeye başlamıştı.”

”ADA 1, PİRAMİT 2 MİLYAR; ÜSTÜNE İKİ DE HEYKEL VERİRİM”

Ancak Mısırlı ve Suudi yetkililerin tüm ikna çabalarına rağmen sosyal medyadan yükselen tepkilerin ardı arkası kesilmiyor.

Twitter’dan ‘Suudi riyali’ne ülkeyi satıyoruz’, ‘Mısır satılık değil’ mesajları paylaşan Mısırlı kullanıcılar, Mısır’da utanç verici bir durum olarak kabul edilen toprak satmanın anlatıldığı ‘Awad topraklarını sattı’ şarkısını da etiket olarak kullanmaya başladı.

Mısır’ın en ünlü politik mizahçısı Besim Yusuf da Twitter’dan “Gel Paşa gel, ada 1 milyar, piramit 2 milyar üstüne iki tane de heykel veririm” diye yazmıştı.

TİRAN VE SANAFİR ADALARI İSRAİL İÇİN NEDEN ÖNEMLİ?

Mısır’ın Kral Selman Köprüsü için Suudi Arabistan’a ait olduğunu kanıtlamaya çalıştığı Tiran ve Sanafir adaları, Tiran Boğazı’nda yer alıyor ve bu bölge, İsrail’in Kızıldeniz’e açılması açısından stratejik bir konuma sahip. Zira İsrail’e giden yük gemileri Süveyş Kanalını kullanamadıkları için Tiran Boğazı’ndan geçerek Akabe Körfezi’ne girmek zorunda.

Altı Gün Savaşı’nın ana nedeni de dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdül Nasır’ın Tiran Boğazı’nı işgalci İsrail gemilerine kapatması olmuştu.

Altı Gün Savaşı’nı kazanan İsrail, Suudi Arabistan tarafından 1950’de ‘siyonist düşmana karşı savunmasını güçlendirmek için’ Mısır’ın kontrolüne bıraktığı Tiran ve Sanafir adalarını 1982 yılına dek işgal altında tutmuştu.

MÜBAREK’TEN SUUDİ KRALI’NA ”ADA KONUSUNU GÜNDEME GETİRMEYİN” RİCASI

Bu dönemde, Mısır’ın devrik lideri Hüsnü Mübarek’in, Suudi Arabistan’dan, İsrail, Mısır topraklarından çekilene dek adalara ilişkin konuyu gündeme getirmemesini rica ettiğini iddia edilmişti.

İsrail’in bölgeden çekilmesinin ardındansa söz konusu iki adaya çoğu ABD askerlerinden oluşan ‘Çokuluslu Kuvvet Gözlemcileri’ adlı bir güç yerleşti. Bu çokuluslu kuvvet halen adadaki varlığını sürdürüyor.

”MISIR YÖNETİMİ İSRAİL’İ BİLGİLENDİRDİ”

Bunlara ek olarak Mısır’ın meşhur El Ahram gazetesi, Mısır ile İsrail arasında 1979 yılında imzalanan barış anlaşması nedeniyle söz konusu adalara yönelik son gelişmelerle ilgili olarak İsrailli yetkililerin bilgilendirildiğini yazdı.

Gazete ayrıca, Tiran ve Sanafir adalarının ‘teslimi’nin İsrail parlamentosunda (Knesset) onaylanması gerektiği iddiasını ortaya attı.

Haaretz’den Zvi Bar’el de söz konusu iki adanın İsrail ile Mısır arasında imzalanan Camp David Anlaşması’nda yer aldığı ve anlaşmada yer alan tüm düzenlemeler gibi iki ülke tarafından müzakere edilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Camp David’de Mısır’ın egemenliğindeki toprakları başka bir devlete transfer etmesini engelleyecek herhangi bir madde ise bulunmuyor.

/Sputnik

0
Would love your thoughts, please comment.x