Şehid Başbakan Bahüner, ilim tahsil etme, sosyal aktivitelerde bulunma ve kültürel faaliyetlerindeki bitmez tükenmez yoğun bir enerjiye sahip olmakla birlikte, insani kemalata ve İslâm’ın tavsif ettiği güzel ahlaklara sahip olma hususunda da aynı azim ve aşk ile büyük bir efor harcamaktaydı. Onun bu özelliklerini en iyi açıklayan, İran İslâm Cumhuriyeti’nin yüce rehberlik makamı olmuştur:

“…Şehid Bahüner, emsali çok az bulunan seçkin ahlaki özellikleri bulunmaktaydı. Şehid Mutahhari ve Şehid Beheşti, onun ahlaksal özelliklerine karşı her zaman hayranlıklarını ifade ederlerdi. O yüce şahsiyet, çok büyük ve önemli işleri, herhangi bir paniğe kapılmadan, gayet rahat ve sabırlı bir şekilde yerine getirirdi. Derin düşünen, sabırlı, metin, az konuşan, ciddi, dolu, samimi, sadık ve sefalı bir insandı. Yazıları zevkli, edebi ve çok güzeldi. Hâsılı o değerli zat, seçkin ve emsali az bulunan bir insandı.”

Şehid Başbakan Bahüner’in ahlaki özelliklerini en iyi bilenlerden birisi de, kendisiyle birlikte uzun yıllar Feyziyye Medresesi’nde aynı odayı paylaşıp, birlikte ders okudukları Hüccetü’l-İslâm Mehdevi Kenî’dir. Kenî, onunla ilgili şu görüşleri beyan eder:

“Genel olarak Şehid Bahüner’in yanına gelenlere karşı sergilediği tavır, gayet samimi ve candan tavırlardı. Hatta onun, insanın kendi kardeşinden daha yakın bir insan olduğunu söyleyebilirim. Konuşmaları hep mahremceydi. Bahüner, mümkün olduğu ölçüde namazlarını hep ilk vaktinde ve cemaat ile birlikte kılardı. Genelde akşam namazlarını, Feyziyye Medresesi’nde tertiplenen ve imamlığını Ayetullah Eraki’nin yaptığı cemaat ile birlikte eda ederdi. Öğlen namazlarını da genelde imamlığını Merhum Ayetullah Zencanî’nin yaptığı cemaat ile birlikte kılardı. Kendisiyle birlikte bulunduğum öğrencilik yılları içerisinde, birlikte sabah namazından sonra okumamız gereken bir dersimiz vardı. Bundan dolayı, sabah namazından sonra dersi almak için mescitte hazır bulunmamız gerektiğinden, her sabah namazı Ayetullah Maraşî Necefî’nin ya da Ayetullah Gülpayganî’nin arkasında kılıp, hemen sonrasında da derse iştirak ederdik.

Şehid Bahüner, teheccüd (gece) namazına karşı ayrı bir ilgi taşırdı. Camie-i Kebire ve diğer duaları okumaya karşı da hayli istekliydi. Yalnız kaldığı zamanlarda hep o duaları okurdu. Arkadaşları ile birlikte, Şehid Bahüner, genelde Cemkeran Mescidi’nin ziyaret adabına uymayı hiç ihmal etmezdi.

Genelde teheccüd (gece) vs. sünnet namazlarını kılmayı da ihmal etmezdi. Hatta kimi dostları, derslerden daha fazla sünnet amellere önem verdiğinden dolayı kendisini ikazda bulunuyorlardı. Fakat Şehid Bahüner, namaz ve duanın, insanın kalbini daha fazla ışıklandırdığını ve insan ile yaratıcısı arasında güzel irtibatlar sağladığını ileri sürerek, bu davranışından vazgeçmiyordu. Ayrıca gösterişlerden de hayli uzak duruyordu.

Rabbim makamını yüce kılsın! (Âmin)

0
Would love your thoughts, please comment.x