Şehid Dr. Mustafa Çamran, direniş ve mücadele tarihindeki en parlak resmin sahiplerinden biridir. Allah’ın kaza ve kaderine teslimiyet ve tevazunun en güzel örneklerinden biri oldu. Aynı zamanda, maddi hayatı terk eden, gururunu ve unvanlarını arkasında bırakarak Allah yolunda kurban oluşun en iyi temsilcilerinden biridir.
İmam Humeyni tarafından kendisine verilen mutlak güven ve konum ile çalışan Şehid Mustafa Çamran, İmam için salih bir evlat ve üstün bir öğrenciydi.
Şehid Çamran, hem Savunma Bakanı, hem Yüksek Savunma Konseyi’nde İmam’ın Temsilcisi, hem de temiz ve dosdoğru bir mücahid ve gerçek bir liderdi. Şehadet ve fedakârlık anlamlarında gerçek bir destan olan mücadelesine ömrünü adadı.
Allah-u Teala yolundaki şehadet, Allah’a yakınlığın ve O’nun rızasına ulaşmanın yollarından biridir. Şehadetin anlamı, insanın Yüce Allah’a itaat yolunda ulvi ve asil hedefi uğruna hayatını feda etmesidir. Şehid Dr. Mustafa Çamran, direniş ve mücadele tarihindeki en parlak resmin sahiplerinden biridir. Allah’ın kaza ve kaderine teslimiyet ve tevazunun en güzel örneklerinden biri oldu. Aynı zamanda, maddi hayatı terk eden, gururunu ve unvanlarını arkasında bırakarak Allah yolunda kurban oluşun en iyi temsilcilerinden biridir. Doktor, öğretim görevlisi ve bilim adamı olan Çamran, tüm bu unvanları terk etmiş ve zulüm ile fitneye karşı direnerek, İslam’ın değerlerini dürüstçe savunarak ve tüm müstekbir güçlerin karşısında dimdik durarak, Allah’ın yeryüzündeki iradesini gerçekleştirmek için cepheye katılmıştır. O, İmam Humeyni’nin söz ettiği şehadetin gerçek manasıdır: “Sizler, arzularınıza galip geldiniz. Sizler ve kardeşleriniz, cephelerin arkasında nefislerinizle savaştınız. Bu maddi ve hayvani hayatın geçici olduğunu iyi biliyorsunuz. Bu akideniz devam ederken eğer zafer kazanırsanız, gerçek kazananlardan olursunuz.”
İmam Humeyni, şu sözlerle çok önemli bir konuya işaret ediyor: “Amerika ve ajanları, Allah yolunda şehadetin, savaş meydanlarındaki zafer ya da yenilgiyi ölçmesinin mümkün olmadığını bilmelidir.”
21 Haziran 1981 tarihinde, Mustafa Çamran azgın Saddam Hüseyin’in İran’da İslam Cumhuriyetine karşı girdiği barbar savaşta şehit oldu. Onun şehadeti, tüm meziyet ve özelliklerinden sıyrılarak, dünyayı terk etmenin en güzel örneği oldu. Onun şehadeti, kurban oluş ve zulüm karşısında durma yolunda Kerbela ekolünün somut bir örneğidir. Direniş saflarında ülkelerini savunmak için can veren şehitler ile Çamran arasında güçlü bir bağ bulunuyordu. Tüm bunlardan daha önemlisi, şehid Mustafa Çamran, sağlam bir kararlılık ve üstün azim konusunda gerçek bir okul değerindeydi.
Sadece gerçek bir cihad ve direnişin temelini oluşturan önderlerden olduğu için değil, ne kadar uğraşsalar da müstekbirler ve avanelerinin yok edemeyeceği Muhammedi İslam Devriminin ilkelerini koruyan dürüst bir mücadelenin örneği olduğu için Şehid Çamran’ın şehadetini yıldönümünü hatırlamamız gerekiyor.
Şehid Çamran, her cephede ve nerede olursa olsun zafer kazanmak için ruhu ile savaşmaktan çekinmeyen gerçek bir Müslüman lider örneği olarak kalacaktır. İmam Humeyni’nin nitelediği gibi, şehit Mustafa Çamran, çağımızın Hamza’sıdır.
Mustafa Çamran’ın destanı, sarsılmaz bir tevazu ile ölümsüz kalacaktır.