Uluslararası Kriz gurubunun yayınladığı rapora göre, El-Kaide’nin Yemen kolu ve Rakibi DAEŞ tekfirci terör örgütü, Yemen’de büyük bir güç kazanıp bu ülke halkına büyük can kaybı zararlar vermektedir. El-Kaide ve DAEŞ 2014 yılından beri Yemen Halkına dayatılan Savaş ve Hercümerç sonucu Arap Yarım adası ve Yemen’de güç kazanmıştır.

Çünkü Yemen’de merkezi devlet düzeni çökertilmiştir. Aşiretler arası çekişme ve çatışmalar çıkarılmıştır. İktidar ve güvenlik boşluğu, ekonomik çöküş Yemen halkının katliamına, yoksullaşmasına ve alt yapılarının bombalanıp yok edilmesine sebep olmuştur. Uluslararası kriz gurubu, Yemen’e karşı dayatılan savaşın son bulması, yerli yöneticiler ve aşiretler arası işbirliğinin kurulup geliştirilmesi gerektiğini belirtti.

Amerika başkanı Trump’un fermanı üzerine Amerika ordusu Yemen’in El-Beyza ilinde Yemen mevzilerine saldırdı. Ancak bu saldırılarda Teröristler değil, onlarca masum kadın ve çocuk ile yerli aşiretler mensubu sivil erkekler şehit edilip ve yaralandı. Elmeyadin kanalının bildirdiğine göre, en az 15 masum kadın ve çocuk Amerika özel timlerince öldürüldü. Suudi Krallık rejimi Yemen’i işgal etmek, Hain ve gayri meşru Abdurrabe Mensur Hadi’yi Yemen halkına cumhurbaşkanı olarak dayatmak amacıyla Yemen’e saldırıp, bu Müslüman ve Arap ülkesini kana bulayıp yıkıma uğratıp devlet terörü estirmektedir. Bahanesi de İran ve Şii nüfuzunu kırmaktır. Vahhabi Sapık Suudi krallık rejimi, Siyonist İsrail rejim ve Yahudi lobisiyle İslam ülkelerini katliam, yıkım ve teröre boğmak için görev paylaşımı yapmış ve yapmaktadır. Suudi krallık rejimi en modern Amerika ve İngiltere savaş uçakları ve savaş gemileriyle saldırıya geçip, Yemen Halkının direnişini kıramadığı için El-Kaide ve DAEŞ gibi Selefi Vahhabi şirret ve katilleri sürüsünü Yemen’e taşımıştır. Gülünç olan şeyde şudur ki, El-Kaide ve DAEŞ’in kurucu babası olan Tekfirci hunhar DAEŞ ve Nusra Cephesiyle İslam ordusu gibi katiller sürüsünü Irak ve Suriye halkının kanını dökmek ve bu ülkeleri parçalamak görevini veren Amerika ile Suudi krallık rejimi terörizmle mücadele ittifakı kurduklarını belirttiler. Nitekim ABD Başkanı Donald Trump ile Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz  telefon görüşmesinde, “Suriye ve Yemen’de güvenli bölgeler oluşturulması” konusunda mutabık kaldıklarını, iki ülke arasındaki uzun soluklu dostluğun ve stratejik ortaklığın devam edeceğini belirttiler.

Terörizm ve işgal ile katliam temelinde hareket eden Amerika’nın yeni aşırıcı sağcı ve ırkçı başkanıyla halkın hâkimiyet hakkını hiçe sayan Arabistan halkının demokratik, seçme ve seçilme haklarını ayaklar altına alan ve yüz seneye yakın süreden beri aile sultasını halka dayatan dikta Suudi krallığı;  İran İslam cumhuriyetinin bölgedeki istikrarsızlaştırıcı eylemler yaptığını iddia ettiler. Terörizmin odağı olan Suudi sarayının Alzheimer hastası Kral Selman Trump’un “Ortadoğu’daki terörü yenme çabalarına öncülük etmesini istedi. Buna ilaveten Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açıklamada; Trump ile Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid arasında telefon görüşmesi yapıldığı belirtildi. Bu görüşmenin ardından Suudi krallık rejiminin öncülüğünde Yemen’e saldıran ve katliamlar yapan Birleşik Arap emirlikleri de galeyana gelip küstahlaşarak, İran’ı Yemen’de meşruiyet karşıtı milislere yasa dışı yollarla silah tedarik ettiği gerekçesiyle İran’ın Abu Dabi Maslahatgüzarını dış işleri bakanlığına çağırarak, sözde protesto notası verdi.

Suudi krallık rejimiyle Fars Körfezi küçük emirlikleri Amerika ve İngiltere kraliyetinin emir kulları olarak söz konusu sömürgeci güçlere güvenerek İran’a kafa tutmaya, Irak, Suriye, Yemen, Lübnan ve Bahreyn halkına karşı katliam ve terör estirmeye çalışıyorlar. Ancak İran onların tehditlerine ve karalama kampanyalarına itibar etmeyip, Afganistan, Irak, Suriye, Bahreyn ve Lübnan ile Filistin halkının anti Siyonist ve anti emperyalist özgürlükçü ve demokratik mücadelesine ve işgalcilerle Tekfirci terör örgütlerine karşı kurtuluş savaşına destek vermektedir. 

Seyid Ali Gaemmagami 

Parstoday

0
Would love your thoughts, please comment.x